Ingiltere'de tatil gunlerinde acik arazilerde kurulan pazarlar vardir. Bunlari digerlerinden ayiran ozellik; cogunlugu ingilizlerden olusan insanlarin evlerinde kullanmadiklari ya da noel, easter gibi ozel gunlerde hediye alip daha sonra hic kullanmadiklari esyalari satmalaridir. Insanlar satacaklari bu esyalari acik arazilere arabalari ile getirip, arabayi park edip onune stant kurarlar. Ancak burada satilan tum esyalar ikinci el degildir. Bazi stantlarda hic kullanilmamis, bazilarinda kullanilmis, bazilarinda ise eski yeni karisik esyalar bulmak mumkundur. Bu pazarlarin adina Ingiltere'de 'car boot' denir. Turkceye cevirdigimizde tam anlami 'araba bagaji' demek olan car boot ismini yukarida acikladigimiz gibi arabanin bagajindan cikan esyalarin satilmasindan aliyor.
Car boot'lari sevmemin nedeni hic beklemedigin anda hic ummadigim urunleri cok ucuza bulabilmem. Sehir merkezinde her hangi bir magazaya gittigimde, magazalarin icinde az cok neyi ne kadara bulabilecegimi biliyorum. Ornegin; Fas'tan otantik yer sinisi, Paris'ten şık kol cantasi, New York'tan marka bir elbise, ya da cok unlu magazalarin urettigi kiyafet, oyuncak vs bulabiliyorum. Ikinci el olarak sadece kitap, cocuklara bisiklet, vcd ve bazi sus esyalarini tercih ediyorum. Bugun dukkan sahibi bir hanim elinden cikartmak istedigi numine mallari satiyordu.
Bu fotograftaki meyvelik o numunelerin sadece bir tanesi. Aynisi British museum'da yemek standinda meyvelik olarak kullaniliyordu. Its only £2. :)
Car boot'ta saga sola bakmaktan fotograf cekmeyi ihmal ettigim icin genel goruntu ve stantlari haftaya (hava guzel olursa) sizlerle paylasacagim:)
Alisverisimizi tamamladiktan sonra arabamiza binip ormana dogru yol aldik. Sagli sollu yemyesil agac dallarinin kopru kurdugu yoldan gecerken; manzarayi doya doya seyretmek icin ve arkamda beni takip eden nissan markali arabanin bana yetismesi icin gaza az bastim:P
(cekin nissani aradan, bir romantik cumle kurdurmadiniz:P)
Bu arada nissan markali araba sahibi aile dostumuz Bahtiyar ablalar. Onlarla car boot'ta bulusup, alisveris yaptiktan sonra piknige gidecektik ama ben cok cilgin araba surdugum icin kadincagiz bana bir turlu yetisemiyordu:P Hatta arabada "ooww deli kiz gene gaza basiyor" diye ciglik attigini soylediler:)) Londra icerisinde radara cok yakalanip ceza odedigim icin gaza basmak icin orman yollarini tercih ediyorum :) orman ile aramda duygusal bag kurmamin sebebi bu olabilir mi acep? :D
Ormanda piknik yapabilecegimiz bir cok alan var ancak ben her zamanki gibi motorcularin, ata&bisiklete binenlerin ve tabi en onemlisi lezzetli bogurtlenlerin (bolca yiyip hatta toplayip recelini yapabildigimiz) yogun bulundugu bolgeye gittim.
Pazar gunleri 100-150 civarinda motorcu ayni yerde toplanir, muhabbet eder, hot dog yer, sutlu cay icer (kibar motorcular:P) orman civarinda gruplar halinde yaris yaparlar.
Motorcularin arasindan gecmeyi basardiktan sonra onumuze sari yelekli atli piyade gruplari cikti:P atlari urkutmemek icin gaza daha az bastim, arkamdaki nissan marka araba bana yetisebildi nihayet :)
Arabayi park edip bagajdan piknik malzemelerimizi tasirken bir aile karavandan bisikletlerini indirdi. Karavanin kapilarini kilitleyip orman icinde geziye cikmak uzere bisikletleri ile yola ciktilar. Tabi herkes bizim gibi Turk degil ki sadece tikinmak icin ormana gelsin:P
Ormansal Uyari!!! Bu ormanda mangal yakmak, kavun&karpuz kesmek kesinlikle yasak:P
Ates yakana £1000 para cezasi uygulaniyor. Londrada mangal yapacak alanlar az oldugu icin cok kebapsadigim bir gunde arkadaslarimla ormanin derinliklerine girerek gizlice ates yakip ciz biz yapmayi basardik:) Tam atesi sondurmek uzereyken tepemizde ucusan helikopteri fark ettik. Yakayi ele vermeden kurtulduk cok sukur.:)
Bu fotografta gorulen amca ati arkadasi ile ortak kullaniyormus. Haftanin 3 gunu ormanda geziye ciktigini, Sarason ismindeki atin 8 yasinda olduguna dair bilgi verdi. Tabi bu bilgileri adami yolundan keserek, soru yagmuruna tutarak edilenebildim:)
Piknigimizi yaptiktan ve caylarimizi keyifle ictikten sonra annem ve cok sevgili komsusu mantar toplamaya cikti. Yagmur sonrasi birden tureyen mantarlar agac diplerinde bulunuyor. Ozellikle boregi nefis oluyor..
Mantar ve agaclarin curuyup gubre olmus verimli topraklari posetlere doldurup eve donmek uzere arabalarimiza bindik. Eve gelir gelmez topraklari bahceye dokup, car boot'tan aldigim mis kokulu 'dreamcatcher' adli cicegi ektim. Cicegin Turkce ismi 'ruya yakalayan'.
Kulubemin kapisi..
Bol gunesli, bol eglenceli bir pazar gunu romantik agaclarin altinda boyle gecti:)
Iyi haftalar diliyorum..
Sunday, September 17, 2006
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
20 comments:
neden her fırsatta türklere laf atılıyor ki,ormana sadece yemek için gelmek kötü bir şeymi?anlayamadım şimdi..
hayir sadece yemek icin gelmek kotu bir sey degil. onlarin yaptigi siradisi geldigi icin ben kendimle dalga gectim. hepsi bu. turkler her gordukleri yesil alanda karpuz kavun kemsiyorlar mi? mangal yapmiyorlar mi?
yuruyus, kosu, bisiklete binmek icin sehrin obur ucundan karavan ile gelip her hangi bir aktivite yapmak icin degil, sadece yemek icmek zevk-i sefa icin geliyorlsr..
yazdigim o cumleyi espri amacli yazmistim ama gerceklik payi yok degil, degil mi ?
bu arada rumuz olarak 'bir türk' yazmasan da olurdu. yorumundan bir turk oldugun cok belli oluyor :)
dipnot: bu soyledigime de alinma ltf :)
Elbette ormanda yemek yemek kotu bir sey degil ama kotu olan; orasini ne kadar temiz buldugunu unutup, arkandan geleni zerre kadar dusunmeyip yedigini ictigini arkanda birakarak terk-i diyar eylemektir ki bunu da genellikle Turkiyeliler yapar. (Turk&Kurt) O yuzden ben acikcasi Turkiyelilerin oldugu yerlerde dolasmaktan pek de zevk almam. Yediklerini, ictiklerini ve coplerini toplayip atamayacak kadar dusuncesiz, saygisiz insan topluluklari ile ayni kefeye konulmak istemem cunku.
Ladybird ve ailesini&aile dostlarini ayri tutuyorum elbette.
Ben pikniğe gittiğim yerlerde çekirdek kabuklarını saymazsam yediğini içtiğini toplamayan arkasında çöp bırakan insanlar görmedim hiç.Tabi ben pikniğe gittiğim yerler adına konuşuyorum.Çoğunlukla bizim memlekette olan yerler(herkes birbirini tanır) ve İstanbul'da bir iki yer.
Ladybird ingiltere geldiğimde benide götür car boota;)
İnsan elinin değmediği yerler "vahşi doğa" derler. Ama ben bunu kabul etmiyorum. Aslında en temiz, saf, belki de en medeni olan yerler, insanın girmediği yerlerdir. İnsanlar tarafından kirletilen bir doğ parçası, 50 yıl kedi haline bırakılsa pisliklerinden temizleniyor ve eski temiz haline geliyor. "Doğa" denilen tabiatın da bir sahibi var. O'nun tahyin ettiği temizlik görevlileri tabiatı temizliyorlar. Bizim "pis" deyip, küçük olduğu halde midemizi bulandıran sinekler, çöplüklerdeki kırıntıları temizleyip yok ediyorlar. Vahşi dediğimiz yırtıcı hayvanların pek çoğu, ölmüş hayvan leşleri ile beslenerek onların cenazelerini ortadan kaldırıyorlar. Yeryüzü rüzgarla süprülüyor, yağmurla yıkanıyor. İnsanların kirlettiği hava, bitkilerin yaptığı "fotosentez" ile temizlenip oksijenle yaşanır hale getiriliyor.
Kısacası insan tabiatın her türlü nimetinden istifade ediyor,çok defa da israf ediyor, kirletiyor ama bu nimeti veren nimet sahibine şükretmediği gibi bir de kirletip gidiyor. Elbette şükreden ve kullandığı alanı temizleyen de var, onları tenzih ve tebrik ediyorum. Ama çoğunluk böyle davranmdığı gibi, bu çoğunluğun çoğunu da Türler teşkil ediyor diyebiliriz. Bunun için alınganlık göstemeye gerek yok.Onun için Tahine katılıyorum. Fakat biz böyle değildik. Eskiden "Temizlik imandan gelir" der, bedenimizi, ruhumuzu ve çevremizi temiz tutardık. İmanlar zayıfladıkça temizlik konusundaki hassasiyetimiz de zayıfladı. İnşallah imanımızla birlikte temizlik konusundaki hassasiyetmiz de artacak beden, ruh ve çevre temizliğine daha çok dikkat edeceğiz.
Selamlarımla.
otoyoldaki kavşakların yeşilliklerinde bile mangal yakan başka bir millet varmıdır merak ediyorum :)
malesef ben yiyip içip arkasını toplamayan çok insan gördüm.
bizde sadece yemek yemeye gidiyoruz yürüyüşe bile üşeniyorum :)
Ben de piknik yapmayı seven fırsat buldukça kendini ormanların serin kucağına atan bir doğa sevdalısıyım. Bizim buralarda , ( Eskişehir, Sarıcakaya, Mihalgazi,Ilıca gibi yerler) çok güzel ve çok temiz piknik yerleri mevcuttur. Ama insanların buraları nasıl bir pislik içinde bıraktıkalarını görünce, " bunlar piknik yapmıyorlar, pislik yapıyorlar" demekten kendimi alamıyorum.
Yine de " her şeyin güzelini bak" kaidesince, ben de güzel pınarların temiz kaynaklarına bakarak bir şiir yazmaya çalıştım. Gönül dostları ile paylaşmak istedim.
Herkese selamlar.
GÖNÜL PINARI
Severim pınarı öteden beri,
Gönlümde şakıyor Bülbül Pınarı.
Her pınarın bende ayrıdır yeri,
Şu Sümbül Pınarı, şu Gül Pınarı
Yamaçlarda yankılanır su sesi,
Avcı dinler, yolcu dinler bu sesi,
Şoförler Çeşmesi, Çoban Çeşmesi,
Şu gördüğün pınar, Sebil Pınarı
Kurnası kırılmış, kemeri göçmüş,
Kimbilir başından ne dertler geçmiş,
Hazret-i Ali'nin atı su içmiş,
Şu mübarek pınar Düldül Pınarı.
Pınarlar var, kurnasından nur akar,
Aktıkça kalplerin pasını yıkar,
Zikir nağmeleri semaya çıkar,
Gece gündüz zikreder Dil Pınarı.
Kalbim gönül dostlarına seslenir,
Kalemim var, yazmayınca paslanır,
Hazan yağmurları ile beslenir,
Hazin hazin akar Gönül Pınarı.
ladybird hanım sizi bu kadar gezdiğiniz için boykot ediyorum:)
ayağını gazdan çek.pistmi orası hızlı bayan.kaplumbağayı örnek alacaksın bundan sonra:)
çok açım ben köfte yemeye giidyorum.
yakacam işyerini:)
senin bloğundada mangal yaparım burayıda yakarım , sonra gider paşa paşa yatarım:)
Sevgili Ladybird hanim...
Cok guzel bir hafta sonu gecirmisiniz. Car boot`den aldiginiz meyve sepetini cok beyendik yalniz Car bootu zihnimiz de tam olarak canlandiramadigimiz icin oranin resimlerini cekip yaninlamanizi dort gozle bekliyoruz. Turkiye de boyle pazarlar olmadigindan merak ediyoruz.
Ayrica baska bir konuya deginmek istiyorum sanirim diger yorum yazan arkadaslar yazdiginiz konu hakinda degil de ilk yorum yapan arkadasin yorumuna yorum getirmisler :) ben yorum yapan arkadaslarin yazdiginiz konuyu bir kez daha okuyup, eften puften yorumlar yapmamalarini rica ediyorum...
Bizimle gecirdiginiz bu guzel pazar gununu paylastirdiginiz icin
tessekur ederiz...
Sana mi soracagiz anonymous, nerede, kime ne yorum yapacagimizi!
Burasi bizim coplugumuz, canimiz ne isterse onu yapariz!
Yallah!
tahin&erguvan&gulce,
Bu sene tatilde arkadasim ile insanlarin piknik sonrasi ve diger zamanlarda arkalarindan biraktiklari copler hakkinda konusuyorduk. Basindan gecen olaylari anlatiyordu. Site icerisinde oturan arkadasim, cekirdekleri citlatip yerlere atan bayanlari gorunce onlari nasil uyarabilecegini dusunur. Hemen aklina geleni yapar ve bayanlara poset verir. "Coplerinizi bu posete atin ltf. yerler pislenmesin" der..
Bunu goren bayanlar "copculerin isi ne? temizlesinler. Hem onlarin bu isi yapmalari icin bizim cebimizden para cikiyor" seklinde cevap verirler.. :-O
Copculerin isi gercekten bu mu acaba? Ya gecen hak? Ornegin; deniz bize onca nimet sunuyor..Vapurdan, sahil kenarinda yururken, otururken elindeki copleri firlatanlari cok goruyorum. Denize hak gecmiyor mu? Hem bu davranis Allah'in Kuddus ismine bir hakarettir..Said Nursi Hz.lerinin oturdugu evden bile helallik aldigini hatirlasak arada sirada..? Sadece evden degil, kullandigi battaniye, kasik, kullandigi tum esyalardan...
Ha bir de gulce, yuruyus&yuzme en faydali sporlardan oldugu icin usenmemeli. Usenenleri heveslendirmeli..Burada yuruyus yapmak icin cok yesil mekan var. Araba oldugu icin tembellik yapiyordum ama Tr'den geldigimden beri hemen hemen her aksam yuruyuse cikiyoruz.
Sehnaz,
Sen hele bir gel.. Seve seve gotururum.. Sana bir suru Hintli gosteririm :)
gonul pinari,
Memleketimden bahsediyorsunuz. Ne guzeldir bizim oralar..Bu sene ilk defa koyumuze yarim saat uzaklikta olan ilica'ya gitmek nasip oldu. ailem cok giderdi ancak ben firsat bulamiyordum. bizim oralar gayet temiz, size katiliyorum. Siir icin tesekkurler.
suveyda,
Sen calisiyor muydun? is yeri demissin dikkatimi cekti. Calisiyorsan ne is yapiyorsun? nerede calisiyorsun? patronundan ve iscilerden memnun musun? Yok eger calismiyorsan neden calismiyorsun? Cocuklugunda kibritlerle cok mu hasir nesir olmussun? Icinden gelen bu yakmak hevesi altinda ne yatiyor merak ettim simdi:P
Yorumunda iki kez 'yakmak' ifadesini kullanmissin. Hmm cok ilginc.. Annenle bir gorusmem lazim.. :P :D
Sevgili anonymous,
Yorumun icin tesekkurler. Cok yakinda 'car boot' ile ilgili goruntulu haber yapacagiz.. Takipte kalin :)
Muhabirlige aday
ladybird
Son olarak tahin,
Relax man :P asayis berkemal merak etme:) Hersey kontrol altinda..;)
Selam, sevgi ve dua ile..
Az once okudugum habere gore;
Yere çöp atanı sokak lambası uyarıyor
İngiltere’de Middlesborough Belediyesi tarafından satın alınarak kentin 158 ayrı noktasındaki sokak lambalarına monte edilen kapalı devre TV sistemleri aracılığıyla, yanlış davranışlarda bulunanlar polis tarafından anında uyarılacak.
Sistem, kontrol merkezinde oturan ve kapalı devre TV kameralarının çektiği görüntüleri izleyen polis memurlarının anında müdahale ederek, yanlış davranışlarda bulunanları toplumun önünde hoparlörler vasıtasıyla uyarmasına olanak tanıyor. Sistem bisikletiyle yaya bölgesinde gezenleri, yere çöp atanları uyarıyor. Hoparlörden yükselen uyarıyı duyanlar hatalarını düzeltiyor.
Bana hic de berkemal gorunmuyor!
ladybird ne çok soru sormuşsun psikologmusun nesin:)
özel hayatım hakkında konuşmama kararı aldım:)
üçüncü defa söylüyorum
yakarım.
sence ben şizofrenmiyim:)
anonim arkadaşın yazdığı yorumdan bana da cevap hakkı doğdu.
konu değişti artık yorumlaramı yorum yapacaz.
anonimleri rahat birakin :)
anonimler tahin'den uzak dursunlar, tepesini attirmasinlar. asil o yakar burayi valla:) korkarim:P aksam uzeri birlikte yuruyus yaptik tahin hanfendi ile. Eti puf yedik. uludag gazoz ictik. cekirdek bulamadik. sonra ayrildik. biz parka gittik..
suveyda, sen sizofreni degilsin ama ben kesinlikle Leylayim. Bugun olanlari yazdim ama sonradan sildim. Hem cok gulmeyin, hemde ozel hayatima cok girmiyim diye:P
son olarak; beni yaak kendini yaaak herseyii yaaaak...
sevgiler..
parklari cok seviyorum..
ormanlarida..
ya beni, ya beni:)
belki bir gun seni de severim be suveyda .. lol
Post a Comment