Thursday, November 21, 2013

If a person, lover of Allah throws a stance at you, it feels like being in an ocean of love. Once you taste honey like that, you never forget that taste. Even one drop of that honey is worth the rest of your life. That loving connection of love is oneness.

Tuesday, October 01, 2013

Dogu ve Bati

Dun aksam kucuk kizim Meryem'in sinifindan anneler ile Pakistan'li velinin evinde toplandik, Çoğu ingiliz Norveç'li, Italyan, Fransız'dan oluşan veliler hep birlikte yemek yedik. Yemek boyunca kahkahalar havada ucusurken ben sus pus tabagima odaklandim. Bu Bati'lilarin muhabbetleri farklı, dertleri bizim dertlerimize benzemez, esprileri anlaşılmaz. Uzaylı gibi hissediyorum boyle ortamlarda kendimi, İş dışında bu Avrupa'lılarla görüşemiyorum, muhabbet etsen de hep yuzeysel. Bir yerde tıkanıyorsun.. Dillerini çok iyi konuşsanda kültür çok farklı. Ayni yerden bakamiyorsun olaylara. Kendi milletimden inancımdan olan insanlarla dışa dönük (extrovert) ben, müslüman olmayan ortamlarda içe dönük (introvert) oluyorum. Ayni siniftan Kore'li veli ile gayet guzel anlasabiliyoruz. Musluman olmasa da Dogulu birine cok daha yakin hissedebiliyorum. Bir yerde okumustum, soyle diyordu, dogu; gonulun askin, hayalin vatanidir. Bati; aklin teknigin, realitenin vatani.

Ugur Isilak'in sozleri ile bitireyim.

Batı aklın, Doğu aşkın. Batı bilimin, Doğu ilimin. Batı kesretin, Doğu vahdetin diyarıdır. Batıda batılır, doğuda doğulur vesselam".

Ne kadar guzel soylemis...

Friday, April 19, 2013

Merhaba

Uzun bir aradan sonra tozlanmis blogumu temizleyeme hatta cilalamaya geldim...

Wednesday, January 19, 2011

creativity

“We are all cups, constantly and quietly being filled. The trick is, knowing how to tip ourselves over and let the beautiful stuff out.” ~Ray Bradbury

Monday, January 17, 2011

Sunday, May 09, 2010

kelimelerin etkisi

Bir kelime hayati degistirir...

Friday, December 11, 2009

İNSANA DAİR

İnsanı yalnız şekil olarak, maddi varlık olarak görenler, yalnız bedeni tanıyanlar hakikati kaybederler. İnsanda bulunanı anlayanlar, hayat suyunun hakikatini içenler ise herşeyi bırakırlar, içe yönelirler. Ruhu tanıyanların sayılarla işi yoktur. Onlar niceliksiz ve niteliksiz olan, sayıya sığmayan hakikat denizine garkolmuş gitmişlerdir. Sen can ol da canı can yolundan tanı. Görüş ehli, basiret ehli ol.


Hz. Mevlana

Sunday, September 27, 2009

GIYBET TESTI

1-.........nin damlasını ağzıma koymam...

ilk akla gelen kelime: içki

şimdi "içki" yerine "gıybet" koyalım.

"gıybetin damlasını ağzıma koymam" diyebiliyor muyuz?

Bu cümleyi kurarken gönlümüz rahat mı?

içkinin damlasını ben de ağzıma koymadım..koymamaya çalıştım.bilerek içtiğimi hiç hatırlamıyorum çok şükür..öyle içki sofralarına kurulupta sarhoş da olmadım ömrümde. Eğer içki kadar koksaydı gıybet, eğer birlikte gıybet sofrasına oturup kana kana içenler/doyanlar sarhoş olsaydı mahallemizin manzarası nasıl olurdu? kaçımız ayık kalırdı? ne kadarımızın ağzı gıybet kokardı?

2-burası..........li mi?

o kadar sık sorarız ki bu cümlenin “içki” lisini..içkili mekanlara girmekten çekiniriz..içki bulaşığı bardaklardan su içmekten sakınırız..çocuklarımızı içkili lokantalara sokmaktan utanırız.. peki hiç şöyle de sorduk mu bu soruyu: burası gıybetli mi?

uzaklara gitmeye gerek yok.belki de evimiz de belki de en çok bize ait olduğunu sandığımız odamızda..seccademizi serdiğimiz yuvamızda..çocuklarımızın saçlarını okşadığımız kanepelerde..az önce namaz kıldığımız caminin bahçesinde...belkide tam kubbesinin altında..içkiyi yakıştırmadığımız dudağımıza damağımıza odamıza yuvamıza, içmekten daha ağır sonuçları olan gıybeti nasıl yakıştırıyoruz?

3-yemeklerimizde.......eti yoktur..

ilk aklımıza gelen cevap: domuz..

peki ya yemeklerimizde...

ne kadar uzak dururuz domuz etinden...gördüğümüzde bile iğreniriz..

peki yahiç görünmüyor diye hiç kokmuyor diye yediklerimize ne demeli? gıybetlerimiz domuz eti kadar iğrenç kokmuyor mu?

4-........islami usule göre kesilmiştir...

cevap: etlerimiz.

etlerimiz yerine "sözlerimiz" kelimesini koyarsak ne olur?

"sözlerimiz islami usule göre kesilmiştir." gıybet olur mu diye yarıda kestiğimiz bir sohbeti hatırlıyor muyuz? arkadan çekiştiriyor olabiliriz diye boynunu vurduğumuz bir sözümüz oldu mu? Nefeslerimizin kardeşimizin ölü etini yemek gibi iğrenç bir eylem için murdar etmiş olabileceğimizden hiç endişelendik mi?

*Senai Demirci’nin Söz Yangını isimli kitabından alıntıdır

Tuesday, September 30, 2008

Eid Mubarak

Bayramimiz mubarek olsun..


May the wondrous sprit of eid with its happiness and peace brings joys to all who is celebrating..

Friday, September 26, 2008

Jumuaah Mubarak‏

Ramazani huzur icerisinde geciriyorsunuzdur insaallah. Iste sonuna geldik bile, nasil gectigini anlamadan.

Peygamber efendimiz s.a.v. Ramazanin son on gunu girince ibadetlerini yogunlastirirdi. Bizim tek ornegimiz olmasi nedeniyle biz de her zamankinden daha fazla ibadet etmeliyiz. Eger camide inzivaya cekilip gecelerimizi ibadetle geciremiyorsak kendimiz ve yaraticimiz icin evde yarim saat ayirabiliriz. Normalde bir oturusta muhtesem kitaptan iki sayfa okuyorsak dort sayfa okuyabiliriz. Unutmamali, belki bu mubarek gunleri tekrar gorecek kadar uzun yasamayiz. Kesin olan bir sey varsa o da ‘bu an’ bize asla geri donmeyecek..

“Yere göğe sığmam, mü'min kulumun kalbine sığarım” diye buyuran yuce yaraticimiz insanin kalbine ne kadar onem verdigini acik bir sekilde belirtmis. Bu nedenle insan kalbi de yalnız ve yalnız Ona yonelmekle ve Onunla olmakla huzura erebiliyor. Kur'an-ı Kerim'de, “Dikkat edin! Kalpler ancak Allah'ın zikri ile mutmain olur, huzura kavuşur!” (Ra'd Suresi, Ayet:28)"

Geceniz mubarek olsun.

The wisdom of teaching forgiveness
'Verily the Prophet (SAW) order people to seek forgiveness after endeavouring hard in worship during Lailatul Qadr and the last Ashara. This is becase the people of knowledge (Maarifa), despite endeavouring hard in actions, would never look at themselves or their deeds and words but would turn towards their Lord as sinners.' (Lataaif ul Muaarif).

Sunday, September 14, 2008

Gun Batimi Yuruyusu

Merhaba.


Yazmaya baslamadan once bu aksam iftar oncesi duzenlenmis programdan bahsetmek istiyorum.

Muslim Aid ve Oxfam bagis kurumlari Londra merkezde bulunan meshur parklarda yuruyus ve sohbet duzenlemis. Merkez camide lezzetli bir iftar ile sonuclanacak bu guzel programi duyup katilmamak olmaz. Gun batimi yuruyusunun amaci dunya genelinde bulunan fakirlere yardim etmek. Ayrica yuruyus esnasinda yeni arkadaslar edinmek icin firsat doguyor.


Yuruyus icin belirlenen yol dort buyuk kraliyet parktan geciyor - St James's Park, Green Park, Hyde Park ve Regents Park. Gun batiminda ise Londra merkez camide cok lezzetli bir iftarda bulusulacak. Toplanan yardim parasi cesitli yemek ve projelere gidecek. Kendi zekat, evde biriken sadaka yahut sponsor yardimlari ile kisi basinin 50 pound vermesi bekleniyor. Farkli inanclardan insanlarin da katilabilecegi bu guzel dusunulmus, sosyallesme ve yardimlasma imkani sunan yuruyuste bulusmak uzere..


Hayirli Ramazanlar.


Tarih: Sunday 14th September 2008
Saat: 5.00 pm - 8.00 pm
Bulusma Yeri: Victoria Embankment Gardens, Villiers Street, Embankment,
London, WC2N 6NJ


Daha fazla bilgi icin;

Tel: 020 7377 4200

Site icin tiklayin

Friday, April 11, 2008

Jumuaah Mubarak‏

'Oh my soul, thou hast only one life; no single moment that has passed can be recovered, for in the counsel of Allah the number of breaths allotted thee is fixed, and cannot be increased. When life is over no further spiritual traffic is possible for thee; therefore what thou dost, do now; treat this day as if thy life had been already spent, and this were an extra day granted thee by the special favour of the Almighty. What can be greater folly than to lose it?'
The Alchemy of Happiness, Imam Ghazali

Wednesday, April 09, 2008

Monday, April 07, 2008

tea 4 life



beraber olsun..

Sunday, April 06, 2008

nisan lalesi

bu sabah lapa lapa kar yagisi ile uyandim..


..and the tulip was wearing a snow dress...

Thursday, April 03, 2008

gunun sozu

“The heart of a mother is a deep abyss at the bottom of which you will always find forgiveness.”
-Honore' de Balzac

Friday, March 28, 2008

Jumuaah Mubarak‏

Anas ibn Malik reported that the Prophet of Allah (SAW) said: "If the Judgement Day comes when one of you is holding a seedling in his hand, if you are able to plant it before the Day arrives, do so". (Bukhari, Ahmad).

Friday, March 21, 2008

Purim bayrami

Purim Babil Surgunu sonrasinda Yahudilerin yasadigi Susan Kralliginda Yahudilerin kararlastirilmis bir soykirimdan kurtulusunun yildonumu olan, kendi takvimlerine gore Adar Ayinin 14 ve 15. gunlerinde kutlanan bir bayram. Yahudi alemi icin cok onemli olan bu bayram bugun tum yahudiler tarafindan renkli bir sekilde kutlandi.











Herkesin eli kolu dolu idi. Hediye paketleri&sepetlerinin icinde sarap siseleri vardi. Her yil purim'de arabam ile sokak sokak dolasarak bayrami nasil kutladiklarina uzaktan bakarim. En belirgin olan bol bol icki ictikleri. Internette okuduguma gore "arur haman" (haman a lanet olsun) ve "maruch mordechai" ( kutsanmis mordechai) sozlerini birbirinden ayird edemeyecek duruma gelene kadar icilmesi gereken bayramdir diyor.

Purim'in geleneksel ozelligi dolayisiyla degisik ve renkli kiyafetlerle caddeleri dolduran genc-yasli, kadin-erkek gormek mumkun.
Maskeli baloyu andiran bayram kutlamasindan bazi goruntuler;


Tesettur kostumu ilgimi en cok cekenler basinda...




polis kostumu.


itfaiyeci kostumu..


lolipop man/lady kostumu..

Daha onceleri insanlar tarihi karakter ( ester) kostumlerine burunurlerken zamanla guncel karakterler tercih edilmeye baslanmis ve olay tam bir cumbuse donusmus. Bayramin bir gun oncesinde cocuklar okula okul kiyafetiyle degil sectikleri kostumle gidebiliyor. Bayram gunleri cocuklara tatil, buyuklerin de dileyenlerine tatildir. Aksamlari yenir, icilir, kiyafet balolari duzenlenir.


Bu bayramin gelenegi fakirlere yardim ve dost, akrabalara yiyecek gondermek anlamini tasiyor.


Yiyecekleri genelde cocuklar kapi kapi dagitiyor..







Purim yahudilerin en dramatik ama ayni zamanda nese dolu bir bayramidir. Aksamdan baslayan kutlamalar tam bir nese, sevinc, dans ve muzik icinde gecer. Yapilan kutlamalarla yahudilerin en eglenceli bayrami olarak kabul ediliyor.



Tuesday, February 05, 2008

gunun sozu

Edebi aklindan cok olan insan cok koyun guden zayif bir coban gibidir..

ilmin kapisi Hz. Ali(r.a.)'den..

Monday, January 14, 2008

Gönül Dili





Sussun bütün sesler bu koca yerde;
Sessizlik içinde gece söylesin!
Ne varsa dudakta, gönülde, serde
Bir çığlık koparan hece söylesin!

Sussun hep boş sesler, âdî nefesler;
Çekilsin inine süflî hevesler;
Açılınca şu ten denen kafesler
Gönlü konuşanlar önce söylesin!

Fahri Kaplan

Thursday, October 25, 2007

Mutlulugu Arayis..



Mutlu musunuz? Evet ise neden?

Hayir ise neden ?

Mutluluk nedir?

Surekli mutluluk var midir?

Yoksa gelip gecici midir?

Mutlu olmak elimizde midir?

Insanlar neyin pesinde kosuyorlar?

Goruldugu uzere yepyeni sorular ile geri dondum :P Olmasi gerekeni degil olani yazmanizi rica ediyorum.. Dileyen anonim de yazabilir..


Wednesday, October 24, 2007

Meryem Rânâ

ucuncu evladim ve ikinci kerimem Meryem Rânâ 29 agustos'ta dunyaya tesrif ettiler. bebek neredeyse anne diyecek ancak ben daha yeni bu guzel haberi verebiliyorum. tembelligimin sona ermesi dilegi ile herkese kocaman bir merhaba..

Friday, August 10, 2007


Golden Sunrise
Originally uploaded by thew_bert


Sen ki mirac eyleyup ettin niyaz,

Ümmetim miracını kıldım namaz.

Her kaçan/kere kim bu namazı kılalar

Cümle gök ehli sevabın bulalar.

Çünkü her türlü ibadet bundadır

Hakka gurbiyyetle vuslat bundadır...

Süleyman Çelebi

Miraci idrak edebilen, Allah'a iltica eden ve hedefi Allah rizasi olanlardan olabilme dilegi ile gecemiz mubarek olsun..

Saturday, July 28, 2007

Muhtesem Medeniyet Osmanli


Knock Knock..
Originally uploaded by m0naLIsa
Osmanlı medeniyeti; altı asrı üç kıtada kucaklayan, akl-ı selim, kalb-i selim, zevk-i selim sacayağı üzerine oturmuş bir denge, giyim, kuşam, yeme, içme, aile, mahalle ve şehir hayatıyla, insana saygı medeniyetidir. Osmanlı'nın aile, mahalle ve şehir hayatı, hoş bir nostaljinin ötesinde, insana insan olmanın zevkini ve keyfini doyasıya yaşatan bir güzellikler hazinesidir. Osmanlı medeniyeti kelimeler üzerine bina edilmemiş, güzellikler, hayatın bütün safhalarına işlenmiş ve yaşanmıştır.

Evlerin kapı tokmakları, penceredeki çiçeklerin gösterdiği mânâdan geri değildi. Kapı tokmakları çift halkadan müteşekkildi. Bunlardan, aslan başı motifli ve büyük olanı kalın, çiçek motifli ve küçük olanı da ince ses çıkartırdı. Eğer eve bir erkek misafir gelmiş ise, kalın sesli tokmağı tıklatır, içerdeki ev sahibi gelenin beyefendi olduğunu anlar, kapıyı evin beyi açar, bey yoksa mahremiyete uygun olarak kapı açılırdı. İnce sesli tokmağın sesi duyulmuş ise, gelenin bir hanım olduğu anlaşılır, kapıyı evin hanımı açardı..

Saturday, July 21, 2007

Bogaz agrisi&kirginlik nedeniyle blogumla ilgilenemiyorum. Iyilesir iyilesmez yazacagim ins.
Dua ile..

Thursday, July 12, 2007

Bugun ne ogrendim ?

Turk her yerde Turktur !

Tir soforu Uk sinirlari icerisinde otoyol kenarindaki acil durak yeri yani ariza seritinde ihtiyac molasi icin durur. 30 saniye gecmeden polis olaya mudahele etmek icin durur ve tercumana (bana) baglanir..

P: Polis memuru, S: tir soforu

P: ariza seritinde neden durdunuz?

S: Cok SIKISMISTIM, ihtiyac gidermek icin durdum.

P: ariza seritinde acil bir durum disinda durmak cok tehlikeli ve yanlistir.

S: bilmiyordum.

P: bahaneniz her ne olursa olsun profesyonel bir tir soforu olarak otoban ariza seritinde acil durum disinda durmamaniz gerektigini bilmeniz gerekir. Bu Avrupa'nin her yerinde boyledir.

S: ne yapayim yani kendimi mi oldureyim ? ( haya etmekle baslayabilirsin)

P: Sizin gibi davranan baska birini gordunuz mu? Hayir goremezsiniz cunku kimse bunu yapmaz.

S: ben ahim sahim bir sey yapmadim zaten. Kucuk abdest icin durdum.1 dakikalik sadece. ( yuh demek istiyor insan icinden)

P: otoban kazalarinin 6 da 1'i ariza seritinde meydana geliyor, cok tehlikeli. Ayrica ailece yoldan gecenlere kotu bir manzara olusturuyorsunuz.

Telefon gorusmesi bu sekilde devam etti. Tir soforu uyarildi ancak adam ne hatasini kabul etti ne de ozur diledi. Hatta hem suclu hem de pismis pismis cevaplar verdi. Aklimda kalan kismi yazdim sadece.. Daha fazla yorum yapmak istemiyorum cunku bu tur insanlar sinirlerimi sarj ediyorlar.

2. is gorusmesi;

Adam gecenin bir vakti 12 civarlarinda acil servis ambulansi arar.

-Merhaba ben tercumanim nasil yardimci olabilirim?

-Bende akciger kanseri ve depresyon var.. Konusacak birilerini ariyorum.. ( Hoppala, tam yerini aradiniz beyefendi :P )

Aynen tercume ediyorum tabi

Ambulans operatoru;

-kanser surekli olan bi hastalik durumudur. Ambulans bu durumda sizi ancak hastaneye goturebilir.. ama illaki konusacak birilerini ariyorsaniz size baska bir numara verebilirim..

-o verdiginiz numarayi ararsam benim agrilarimi durdurabilirler mi? soyleyin bana durdurabilirler mi?

gorusme uzun surdu fakat bu kadarini aktariyorum. bu adamlarin sabir ve hosgorusune bazen hayran kaliyorum. 15 dk kadar Turk vatandasa izah etmek durumunda kaldi. Ustelik ses tonunu hic degistirmeden, adamin kabaligina ragmen nezaketini bozmadan.. Tr’de olsa boyle adamlar kufuru yerdi kesin..

Bugun ogrendigim diger sey ise; bittersweetyabanyasemini demekmis.. mor ve sari renkli bir cicek..

apocalyptica-bittersweet

Sunday, July 08, 2007

english clouds :P


Goruldugu uzere ingiliz evlerin bacalarindan duman yerine bulut cikiyor :P

Saturday, July 07, 2007

nicos-secret love

Tarihte bugun

7 temmuz 1943 İstanbul - Londra ucak seferleri basladi