Bugun ilk dersime katildim. Hocamiz Turk. Ders konusu ilginc. Psikoloji&dil.. 2 saatlik dersin ilk bolumunde 1 sayfa not aldim. 1 saat sonunda ise sayfanin arka tarafina iftar menusu ve gerekli malzemelerin listesini cikarttim.
gullac --> nar almayi unutma
yesil zeytin&kasar peynir icin kurdan copu
borek icin -->> yufka, maydonoz vs.
Alisveris listesi hazirlamak icin 1 saat gidis donus olmak uzere universiteye gitmeye ne gerek vardi ki? cok basarili bir ogrenciyim cook...
Haa bir de kagida gullac yazmisim ya, sartlandirmisim kendimi.. neredeyse 1,5 saat tum turk marketlerinde gullac aradim. su siralar beynim geri sarmiyor herhalde..
Hayirli sahurlar..
Saturday, September 30, 2006
İngiliz polisi Türkçe öğrenecek
LONDRA polisi, kriminal aktivitelerden yeterince nasibini aldığına inandığı Türk ve Kürt toplumlarını bu dertten temelli olarak kurtarmaya karar verdiğini açıkladı. Nasil mi? Ingiliz polisi Turkce ogrenecek..!
haberi okumak icin >>>
haberi okumak icin >>>
Muslim kids website
Cocuklariniz, kardesleriniz, yegenleriniz, komsunuzun cocuklari:) icin cok guzel bir web sitesi. ya da benim gibi kendiniz oynayabilirsiniz :) buyrun
Friday, September 29, 2006
Cok seker
Bir italyan çocuğu Kur'an-ı Kerim'den ihlas, Nas ve Tebbet sürelerini ezbere okuyor. Ezberlemesini bilmek ayrı keyif okuyuşunu dinlemek ayrı...
Thursday, September 28, 2006
Wednesday, September 27, 2006
İngiltere'de açılan ilk Türk okulunun STV deki görüntüleri
Londra'da ilk Türk okulu büyük bir coskuyla açildi
Ingiltere'nin baskenti Londra'da egitim gönüllüleri, akademisyen ve is adamlari tarafindan harabe bir halde iken satin alinip restore edilerek yaptirilan ilk Türk okulu "Wisdom Primary and Secondary School" önemli isimlerin katilimiyla büyük bir coskuyla hizmete açildi.
Ingiltere genelinde 1999 yilindan bu yana haftasonu okullariyla hizmet vermeye baslayan Axis Egitim Vakfi, kendi bünyesinde yaptirdigi Ingiliz egitim müfredatina uygun ilk Türk okulunu hizmete açti. Görkemli bir törenle hizmete açilan okulun resmi açilisina Ingiltere Totenham Milletvekili ve ayni zamanda Kültür Bakani David Lammy, Harringey Belediye Meclis Üyesi Liz Santry, Harringey Belediye Meclis Üyesi Nilgün Canver, Ingiltere Türk toplumu Diyanet Isleri Baskani Yasar Çolak'in yanisira egitim faaliyetlerini destekleyen akademisyen, is adami ve gönüllü egitimcilerle birlikte yüzlerce yerli yabanci vatandas katildi.
Açilistan önce ülkede yasayan Türk toplumundan yüzlerce vatandas okul önünde toplandi. Açilisa katilan Kültür Bakani ve Milletvekili David Lammy ile Belediye Meclis Üyesi Nilgün Canver, tören için hazirlanan kurdaleyi kestiler. Açilisla birlikte, okulun Ingiliz müfredatina uygun Ingiltere'deki ilk Türk okulu olmasi nedeniyle bazi vatandaslar gözyaslarini tutamadi. Daha sonra, Wisdom Primary and Secondary Türk Okulu'nun Müdürü Ramazan Güveli, David Lammy ve Nilgün Canver'e siniflari tek tek gezdirerek, okul binasi ve müfredati hakkinda bilgi verdi. Okul salonunda düzenlenen konferansta konusan Okul Müdürü Ramazan Güveli, toplumun çesitligine isaret ederek, toplumun tüm kesimlerine hitap ettiklerine dikkat çekti. Güveli, "Bagimsiz bir okul olarak ögrencilerimize yüksek kalitede bir egitim sunmayi, ögrencilerimizi belli mesleklere yönlendirmeyi ve önümüzdeki yillarda Ingiltere'deki basirili okullar arasinda girmek istiyoruz. Bunun yaninda kendine güveni olan, sorumluluk sahibi ögrenciler yetistirmektir."dedi.
Kürsüye çikan Axis Egitim Vakfi Danismani Bekir Çinar, Ingiltere'deki egitim faaliyetleri ve okulun genel durumuyla ilglili konferans salonunu dolduran vatandaslari bilgilendirdi. Okulun ilk yilda 90 ögrenciyle toplam 6 sinifla egitime baslanayacagini bildiren Çinar, 2007 yilinda okul kapasitesinin artirilarak tüm siniflarin egitime açilacagini söyledi.
Binanin restore edilip okula dönüstürülmesi karsisinda hayranligini gizleyemeyen Kültür Bakani ve Totenham Milletvekili David Lammy, yerel toplumun bir önceki halini ile suan ki halinin karsilastirdi. O dönemlerde yine bir çok farkli irkin bir arada yasadigini dile getiren Lammy, "Ben de bu ortamda dogdum ve yetistim. Bir çok aile çocuklarini yan taraftaki okula gönderiyordu. Simdi bu milletin vekiliyim. Geriye baktigim zaman bir çok kisi okuyamiyordu, bir çok insan ise giremiyordu ve yine bir çok kisi yüksek egitimine devam edemiyordu. Bir çok insanda, o zamanki sartlardan dolayi zihinsel bunalim yasadi. Göçmenlik sorunundan dolayi toplum içerisinde önceden büyük sorunlar bas göstermisti, Axis Egitim Vakfi'da bu durumun degismesinde çok önemli bir adim atmistir. Bunu gerçeklestirmek için bir kaç iyi insanin bir araya gelmesi gerekiyor, iste bu gerçeklesti, çok küçür bir rüyayla basladi bu olay ve suan da gerçeklesti. Bir iki ögrenci ile basladi, bir okul iki okul derken simdi dokuz tane haftasonu okulu oldu ve tam kapasite ilk okul da açildi."ifadelerini kullandi. Binanin yillarca ihmal edildigini söyleyen Lammy,"Bir kaç iyi insan bir araya gelerek, bunu ihmalkarligi ortadan kaldirdi. Bu çok özel bir an, buradan geçen çocuklar doktor, avukat olacak. Ilerde bu önemli an her zaman hatirlanacaktir."sözlerini kullandi.
Ardindan konusan Harringey Belediye Meclis Üyesi Nilgün Canver de, Axis Egitim Vakfi'nin Ingiltere'deki egitim faaliyetlerini takdir etti. Binanin bir harabe halindeyken gönüllü egitimciler tarafindan okula dönüstürülmesinin önemini vurgulayan Canver, "Burda olmaktan çok mutluyum. Axis Egitim Vakfi'nin faaliyetlerinin uzun zamandir farkindayim. Ben, bu binada verilecek egitimin en yüksek seviyede ve kalitede olacagindan eminim. Bu okulda egitilecek çocuklar toplumumuzda gerekli olan, huzur, saygi, tölerans ihtiyacini fazlasiyla kazanacaklardir."diye konustu.
Nilgün Canver'in ardindan kürsüye çikan yine Belediye Meclis Üyesi Liz Santry, uzun zamandir Ingiltere'de egitim faaliyetlerinde bulun Axis Egitim Vakfi'nin daha önce haftasonu okullariyla egitim verdiklerini ve bu alanda önemli basarilar elde ettiklerini söyledi. Ilk okulun açilmasiyla önemli bir adim atildiginin altini çizen Santry,"Veliler, çocuklarini bu okula gönderme konusunda, önemli bir firsat yakalamistir. Uzun yillar ihmal edilen bun binayi, bu sekilde bir egitim yuvasina dönüstürülmesi haliyle görmek gerçekten mükemmel bir olay."ifadelerini kullandi.
1994 yilinda bir gurup akademisyen, is adami tarafindan kurulan Axis Egitim Vakfi, on yili askindir Ingiltere'de egitim faaliyetlerini sürdüyor. 1999 yilinda ilk kez haftasonu okullariyla egitim vermeye baslayan Vakif, bu sayiyi kisa sürde dokuza çikartti. Axis Egitim Vakfi bünyesinde kurulan Wisdom Primary and Secondary School ise, Ingiltere'de Ingiliz müfredatina uygun ilk okul olma özelligini tasiyor.
Kamuran Samar-Londra
Monday, September 25, 2006
Oldurucu Grip Salgini
İngiltere, öldürücü grip salgınını bekliyor
İngiltere’de gelecek aylarda bir grip salgını olabileceği, bu durumda bütün ilk ve orta dereceli okulların kapatılabileceği uyarısı yapıldı.
Grip salgınının ‘kaçınılmaz görüldüğüne’ dikkat çeken yetkililer, hızla yayılacak ve aylarca etkisini sürdürecek salgın sırasında, 700 bin kişinin yaşamını yitirebileceğine işaret etti. Salgın halinde öğretmenler de dahil tüm kamu personelinin mümkün olan en yeterli kadroyla hizmete devamının hedeflendiğini bildiren yetkililer, “Yetişkinler bu tür salgınlara karşı daha dirençli, ancak çocuklar solunum yolu enfeksiyonlarının yayılmasında önemli bir taşıyıcı olabiliyor. Bu nedenle okullar kapatılarak enfeksiyonlardan etkilenen çocuk sayısının sınırlı tutulmasına çalışılmalı.” dedi. Okulların kapalı tutulabileceği sürede çocukların okuldan yapılacak yönlendirmelerle evlerinde ödev yapıp, sınavlara girmelerinin söz konusu olabileceğini belirten yetkililer, bu konuda etkili ulaşım ve iletişim kanalları kurulmasının yöntemlerinin araştırıldığını kaydetti. Yetkililer, salgın halinde üniversitelerin kapatılmasının düşünülmediğini de aktardı.
Zaman
İngiltere’de gelecek aylarda bir grip salgını olabileceği, bu durumda bütün ilk ve orta dereceli okulların kapatılabileceği uyarısı yapıldı.
Grip salgınının ‘kaçınılmaz görüldüğüne’ dikkat çeken yetkililer, hızla yayılacak ve aylarca etkisini sürdürecek salgın sırasında, 700 bin kişinin yaşamını yitirebileceğine işaret etti. Salgın halinde öğretmenler de dahil tüm kamu personelinin mümkün olan en yeterli kadroyla hizmete devamının hedeflendiğini bildiren yetkililer, “Yetişkinler bu tür salgınlara karşı daha dirençli, ancak çocuklar solunum yolu enfeksiyonlarının yayılmasında önemli bir taşıyıcı olabiliyor. Bu nedenle okullar kapatılarak enfeksiyonlardan etkilenen çocuk sayısının sınırlı tutulmasına çalışılmalı.” dedi. Okulların kapalı tutulabileceği sürede çocukların okuldan yapılacak yönlendirmelerle evlerinde ödev yapıp, sınavlara girmelerinin söz konusu olabileceğini belirten yetkililer, bu konuda etkili ulaşım ve iletişim kanalları kurulmasının yöntemlerinin araştırıldığını kaydetti. Yetkililer, salgın halinde üniversitelerin kapatılmasının düşünülmediğini de aktardı.
Zaman
Saturday, September 23, 2006
Hosgeldin Ramazan
Ramazan; Mah-ı Gufran, Mah-ı Kur’an, Mah-ı İrfandır…
Ramazan; takvadır, ihsandır…
Ramazan; afv u mağfiret, cehennemden kurtuluştur…
Ramazan; şeytanların bağlandığı, Cennetin süslendiği, Kadir Gecesinin gizlendiği aydır...
Ramazan; hayırların coştuğu, gönüllerin şenlendiği, yüzlerin güldüğü andır…
Birbirimizi dualarımızda hissedar etmek duası ile Ramazan-ı Şerîf'imiz hepimize mubarek olsun..
Ramazan; takvadır, ihsandır…
Ramazan; afv u mağfiret, cehennemden kurtuluştur…
Ramazan; şeytanların bağlandığı, Cennetin süslendiği, Kadir Gecesinin gizlendiği aydır...
Ramazan; hayırların coştuğu, gönüllerin şenlendiği, yüzlerin güldüğü andır…
Birbirimizi dualarımızda hissedar etmek duası ile Ramazan-ı Şerîf'imiz hepimize mubarek olsun..
Thursday, September 21, 2006
Sahur&Iftari Beklerken..
Sevgili dostlar,
Ramazan boyunca iftar&sahuru beklerken, eski¥i ramazanlarla ilgili hasbihal etmek icin sizleri Sahur Sohbetleri chatboxuna davet ediyorum. :)
Kapimiz herkese aciktir.
Yazilari takip edebilmek icin sayfayi surekli yenilemek gerekiyor. Bunun icin verecegim linkten otomatik sayfa yenileme dosyasini yukleyip sureyi 1 dk ya ayarlarsaniz f5 yapmaniza gerek kalmayacaktir. Program en az 15 saniyeye ayarlaniyor. Hizli yazanlar icin kisa sureler secilebilir ancak yenilenirken yazdiginiz cumle kaybolabilir. Kendi hiziniza gore saniyeyi ayarlayabilirsiniz.
Selam, saygi ve dua ile..
Ramazan boyunca iftar&sahuru beklerken, eski¥i ramazanlarla ilgili hasbihal etmek icin sizleri Sahur Sohbetleri chatboxuna davet ediyorum. :)
Kapimiz herkese aciktir.
Yazilari takip edebilmek icin sayfayi surekli yenilemek gerekiyor. Bunun icin verecegim linkten otomatik sayfa yenileme dosyasini yukleyip sureyi 1 dk ya ayarlarsaniz f5 yapmaniza gerek kalmayacaktir. Program en az 15 saniyeye ayarlaniyor. Hizli yazanlar icin kisa sureler secilebilir ancak yenilenirken yazdiginiz cumle kaybolabilir. Kendi hiziniza gore saniyeyi ayarlayabilirsiniz.
Selam, saygi ve dua ile..
Wednesday, September 20, 2006
Heves kirikligi..
Beklenti icerisinde oldugum anlarda yogun duygular yasiyor, kalp ritimlerim degisiyor, cok heyecanli oluyorum.. Beklentim gerceklesmediginde ise vucudumda enerji kalmiyor. tukeniyor.. Duygularim isyan ediyor..
Oysa beklentim sadece rizayi ilahi olsa hevesim kirilmaz.. Calisir, emek sarfederim ve en azindan karsiliginin bos kalmayacagindan emin olurum.....
Oysa beklentim sadece rizayi ilahi olsa hevesim kirilmaz.. Calisir, emek sarfederim ve en azindan karsiliginin bos kalmayacagindan emin olurum.....
Ramazani unutulmaz yapmak icin 8 pratik ipucu!
-Dua
Oncelikle Allah'a bu Ramazan'i simdiye kadar yasadiginiz en unutulmaz Ramazan yapmasi icin dua edin. Her seyin anahtari O'nun elinde olduguna gore..
-Zihninizi ve herseyi sakinlestirin. .
Tv, internet, radyo, cep telefonu, iPod, mp3 calar... ne varsa gunun tamaminda olmasa bile en azindan 15-20 dk. kapatin. Sakin bir yer bulun, gozlerinizi kapatin ve Rabbinizle irtibat kurun.. En basta akliniz luzumlu-luzumsuz bir cok seyle dolu gibi gorunecektir. Fakat siz onu su 3
seyi dusunmeye zorlayin: Allah hayattaki gayeniz hayatinizi gerektigi gibi yasayabiliyor musunuz?
Bunu her gun yapmayi deneyin. Veya en azindan haftada 3-4 gun yapmayi deneyin.
-Buyuk Muslumanlari ogrenin
Daha once okumus, ogrenmis olsaniz bile Hayatu's Sahabeyi bu sene bir daha
okuyun. Her gun bir sahabenin hayatini okuyun, dinleyin. Kisa ve oz de olsa, bu baska muslumanlarin ne kadar zorluklar karsisinda imanlarini koruduklarini ogrenmenin muhtesem bir yolu. Mutlaka denenmesi gereken bir yol!
-Kur'ânla irtibat kurun
Kur'ân Rabbimizin bizimle konusmasi. Ruhun kemale ermesinde cok onemli bir
adim. Bu Ramazan, Kur'ân'a yeni bir yolla sarilin. Duzenli olarak
Kur'ân okuyorsaniz, bu sefer uzun zamandir okumadiginiz bir sureyi deneyebilirsiniz. Duzenli olarak okumuyorsaniz, gunde sadece 2 dk. okuyabilirsiniz. Her gun oylesine actiginiz bir sayfadan itibaren 2 dk. okumayi deneyin!
Ayni zamanda, bir Kur'ân gunlugu tutup, o gun okudugunuz Kur'ân ile alakali hislerinizi fikirlerinizi yazabilirsiniz. .
-Baskalarini ihmal etmeyin
Aileden uzak olursa olsun, cocuklariyla/ esiyle problemleri olan insanlara
bu Ramazan hususi bir gayretle daha fazla yardimci olmaya calisin. Bunun karsiliginda alacaginiz manevi lezzete fazlasiyla deger!
-Aclari doyurun
Mideniz daha Ramazanda bayram yaparken, o dilenciye bir iki kurus daha verebilirsiniz, yemek mutfaklarinda/ cadirlarinda gonullu calisabilirsiniz, eve/ise giderken bir iki eve yiyecek bi seyler birakabilirsiniz. . Ayni zamanda son felaketlerdeki insanlari da unutmayin.. Yardim edecek bir
yer bulmak cok kolay..
-Hayat boyu yapageldiginiz bir yanlisi bitirin!
Sizi rahatsiz eden hareketleriniz neler, bi dusunun. Sonra en kotusunu bulun. Tembellik? Gurur? Hor gorme? Cimrilik? Sabirsizlik? Ne olursa olsun, bu Ramazani onun icin bir son yapin. Her gun o kotu huyunuzun aksini gerektiren seyler yapin. Allah'in izniyle, bir sure sonra ne buyuk bir degisIklik yaptiginizi sasirarak farkedeceksiniz!
-Kadir gecelerini kullanin!
Ramazan'in son on gecesine bosuna Kadir gecesi denmemistir. Bu hususi zamanlari icten, ihlasli, kalbî duâlarla, kendinizi gozden gecirerek ve ciddi dusuncelerle gecirebilirsiniz. .
Ramazan'a Hazirlik uzerine Gulcin kardesiminizin yayinladigi konulari okumanizi tavsiye ederim.
Hayirli Ramazanlar..
Oncelikle Allah'a bu Ramazan'i simdiye kadar yasadiginiz en unutulmaz Ramazan yapmasi icin dua edin. Her seyin anahtari O'nun elinde olduguna gore..
-Zihninizi ve herseyi sakinlestirin. .
Tv, internet, radyo, cep telefonu, iPod, mp3 calar... ne varsa gunun tamaminda olmasa bile en azindan 15-20 dk. kapatin. Sakin bir yer bulun, gozlerinizi kapatin ve Rabbinizle irtibat kurun.. En basta akliniz luzumlu-luzumsuz bir cok seyle dolu gibi gorunecektir. Fakat siz onu su 3
seyi dusunmeye zorlayin: Allah hayattaki gayeniz hayatinizi gerektigi gibi yasayabiliyor musunuz?
Bunu her gun yapmayi deneyin. Veya en azindan haftada 3-4 gun yapmayi deneyin.
-Buyuk Muslumanlari ogrenin
Daha once okumus, ogrenmis olsaniz bile Hayatu's Sahabeyi bu sene bir daha
okuyun. Her gun bir sahabenin hayatini okuyun, dinleyin. Kisa ve oz de olsa, bu baska muslumanlarin ne kadar zorluklar karsisinda imanlarini koruduklarini ogrenmenin muhtesem bir yolu. Mutlaka denenmesi gereken bir yol!
-Kur'ânla irtibat kurun
Kur'ân Rabbimizin bizimle konusmasi. Ruhun kemale ermesinde cok onemli bir
adim. Bu Ramazan, Kur'ân'a yeni bir yolla sarilin. Duzenli olarak
Kur'ân okuyorsaniz, bu sefer uzun zamandir okumadiginiz bir sureyi deneyebilirsiniz. Duzenli olarak okumuyorsaniz, gunde sadece 2 dk. okuyabilirsiniz. Her gun oylesine actiginiz bir sayfadan itibaren 2 dk. okumayi deneyin!
Ayni zamanda, bir Kur'ân gunlugu tutup, o gun okudugunuz Kur'ân ile alakali hislerinizi fikirlerinizi yazabilirsiniz. .
-Baskalarini ihmal etmeyin
Aileden uzak olursa olsun, cocuklariyla/ esiyle problemleri olan insanlara
bu Ramazan hususi bir gayretle daha fazla yardimci olmaya calisin. Bunun karsiliginda alacaginiz manevi lezzete fazlasiyla deger!
-Aclari doyurun
Mideniz daha Ramazanda bayram yaparken, o dilenciye bir iki kurus daha verebilirsiniz, yemek mutfaklarinda/ cadirlarinda gonullu calisabilirsiniz, eve/ise giderken bir iki eve yiyecek bi seyler birakabilirsiniz. . Ayni zamanda son felaketlerdeki insanlari da unutmayin.. Yardim edecek bir
yer bulmak cok kolay..
-Hayat boyu yapageldiginiz bir yanlisi bitirin!
Sizi rahatsiz eden hareketleriniz neler, bi dusunun. Sonra en kotusunu bulun. Tembellik? Gurur? Hor gorme? Cimrilik? Sabirsizlik? Ne olursa olsun, bu Ramazani onun icin bir son yapin. Her gun o kotu huyunuzun aksini gerektiren seyler yapin. Allah'in izniyle, bir sure sonra ne buyuk bir degisIklik yaptiginizi sasirarak farkedeceksiniz!
-Kadir gecelerini kullanin!
Ramazan'in son on gecesine bosuna Kadir gecesi denmemistir. Bu hususi zamanlari icten, ihlasli, kalbî duâlarla, kendinizi gozden gecirerek ve ciddi dusuncelerle gecirebilirsiniz. .
Ramazan'a Hazirlik uzerine Gulcin kardesiminizin yayinladigi konulari okumanizi tavsiye ederim.
Hayirli Ramazanlar..
Chatbox Diyalogu :D
ladybird: parcayi dinlemek icin play buttonuna tiklamaniz gerekiyor..:)
mona_lisa ve elif : super! fantastic! acustic!
ladybird: sizsiniz o..!:)
Anarshi: tıkladığı halde dinleyemeyenler ne yapsın : )
ladybird: buradan dinle anarshi.
http://www.youtube.com/watch?v=T-t8tUED9MI
ladybird: bugun ruh halim cok degisken..iki dk da bir degisiyor..ne tavsiye edersiniz?
Gülçin: evet, değişmeyen ruh geldi! şimdi marketlerde ;P
ladybird: ne ruhu? tuz ruhu mu? ehueheuehu
Gülçin: üzgünüz, ödeme olarak dalga kabul etmiyoruz ;P
Anarshi: : )
ladybird: alin degismeyen ruhunuzu basiniza calin o halde efem. 4 mevsim yasamadigim gunu gunden saymam ben:P
Gülçin: öhöm! mağazamız size kapanmıştır, bilginize!
ladybird: hemen tuketici haklarini ariyorum.. bilginize...!!!
Gülçin: isterseniz annemi arayın, umrumda deel ;P
ladybird: Betul'u ariyorum. o senin hakkindan gelir.zuhaha
Gülçin: ona kismecikler yetişemez walla (;
Gülçin: hint songie is really cute btw. acha acha ;P (8)
ladybird: Bole chudiyan, bole kangna,
ladybird: Haai main ho gayi teri saajna,
ladybird: Le jaa le jaa, dil le jaa le jaa
mona_lisa ve elif:) Main Tumse Prem Karta Hoon Ladybird
mona_lisa ve elif:) : which means i love you ladybird in hindi
18/09/06
mona_lisa ve elif : super! fantastic! acustic!
ladybird: sizsiniz o..!:)
Anarshi: tıkladığı halde dinleyemeyenler ne yapsın : )
ladybird: buradan dinle anarshi.
http://www.youtube.com/watch?v=T-t8tUED9MI
ladybird: bugun ruh halim cok degisken..iki dk da bir degisiyor..ne tavsiye edersiniz?
Gülçin: evet, değişmeyen ruh geldi! şimdi marketlerde ;P
ladybird: ne ruhu? tuz ruhu mu? ehueheuehu
Gülçin: üzgünüz, ödeme olarak dalga kabul etmiyoruz ;P
Anarshi: : )
ladybird: alin degismeyen ruhunuzu basiniza calin o halde efem. 4 mevsim yasamadigim gunu gunden saymam ben:P
Gülçin: öhöm! mağazamız size kapanmıştır, bilginize!
ladybird: hemen tuketici haklarini ariyorum.. bilginize...!!!
Gülçin: isterseniz annemi arayın, umrumda deel ;P
ladybird: Betul'u ariyorum. o senin hakkindan gelir.zuhaha
Gülçin: ona kismecikler yetişemez walla (;
Gülçin: hint songie is really cute btw. acha acha ;P (8)
ladybird: Bole chudiyan, bole kangna,
ladybird: Haai main ho gayi teri saajna,
ladybird: Le jaa le jaa, dil le jaa le jaa
mona_lisa ve elif:) Main Tumse Prem Karta Hoon Ladybird
mona_lisa ve elif:) : which means i love you ladybird in hindi
18/09/06
Tuesday, September 19, 2006
Sunday, September 17, 2006
Car Boot, Romantik agaclar ve Ruya yakalayan cicekler..
Ingiltere'de tatil gunlerinde acik arazilerde kurulan pazarlar vardir. Bunlari digerlerinden ayiran ozellik; cogunlugu ingilizlerden olusan insanlarin evlerinde kullanmadiklari ya da noel, easter gibi ozel gunlerde hediye alip daha sonra hic kullanmadiklari esyalari satmalaridir. Insanlar satacaklari bu esyalari acik arazilere arabalari ile getirip, arabayi park edip onune stant kurarlar. Ancak burada satilan tum esyalar ikinci el degildir. Bazi stantlarda hic kullanilmamis, bazilarinda kullanilmis, bazilarinda ise eski yeni karisik esyalar bulmak mumkundur. Bu pazarlarin adina Ingiltere'de 'car boot' denir. Turkceye cevirdigimizde tam anlami 'araba bagaji' demek olan car boot ismini yukarida acikladigimiz gibi arabanin bagajindan cikan esyalarin satilmasindan aliyor.
Car boot'lari sevmemin nedeni hic beklemedigin anda hic ummadigim urunleri cok ucuza bulabilmem. Sehir merkezinde her hangi bir magazaya gittigimde, magazalarin icinde az cok neyi ne kadara bulabilecegimi biliyorum. Ornegin; Fas'tan otantik yer sinisi, Paris'ten şık kol cantasi, New York'tan marka bir elbise, ya da cok unlu magazalarin urettigi kiyafet, oyuncak vs bulabiliyorum. Ikinci el olarak sadece kitap, cocuklara bisiklet, vcd ve bazi sus esyalarini tercih ediyorum. Bugun dukkan sahibi bir hanim elinden cikartmak istedigi numine mallari satiyordu.
Bu fotograftaki meyvelik o numunelerin sadece bir tanesi. Aynisi British museum'da yemek standinda meyvelik olarak kullaniliyordu. Its only £2. :)
Car boot'ta saga sola bakmaktan fotograf cekmeyi ihmal ettigim icin genel goruntu ve stantlari haftaya (hava guzel olursa) sizlerle paylasacagim:)
Alisverisimizi tamamladiktan sonra arabamiza binip ormana dogru yol aldik. Sagli sollu yemyesil agac dallarinin kopru kurdugu yoldan gecerken; manzarayi doya doya seyretmek icin ve arkamda beni takip eden nissan markali arabanin bana yetismesi icin gaza az bastim:P
(cekin nissani aradan, bir romantik cumle kurdurmadiniz:P)
Bu arada nissan markali araba sahibi aile dostumuz Bahtiyar ablalar. Onlarla car boot'ta bulusup, alisveris yaptiktan sonra piknige gidecektik ama ben cok cilgin araba surdugum icin kadincagiz bana bir turlu yetisemiyordu:P Hatta arabada "ooww deli kiz gene gaza basiyor" diye ciglik attigini soylediler:)) Londra icerisinde radara cok yakalanip ceza odedigim icin gaza basmak icin orman yollarini tercih ediyorum :) orman ile aramda duygusal bag kurmamin sebebi bu olabilir mi acep? :D
Ormanda piknik yapabilecegimiz bir cok alan var ancak ben her zamanki gibi motorcularin, ata&bisiklete binenlerin ve tabi en onemlisi lezzetli bogurtlenlerin (bolca yiyip hatta toplayip recelini yapabildigimiz) yogun bulundugu bolgeye gittim.
Pazar gunleri 100-150 civarinda motorcu ayni yerde toplanir, muhabbet eder, hot dog yer, sutlu cay icer (kibar motorcular:P) orman civarinda gruplar halinde yaris yaparlar.
Motorcularin arasindan gecmeyi basardiktan sonra onumuze sari yelekli atli piyade gruplari cikti:P atlari urkutmemek icin gaza daha az bastim, arkamdaki nissan marka araba bana yetisebildi nihayet :)
Arabayi park edip bagajdan piknik malzemelerimizi tasirken bir aile karavandan bisikletlerini indirdi. Karavanin kapilarini kilitleyip orman icinde geziye cikmak uzere bisikletleri ile yola ciktilar. Tabi herkes bizim gibi Turk degil ki sadece tikinmak icin ormana gelsin:P
Ormansal Uyari!!! Bu ormanda mangal yakmak, kavun&karpuz kesmek kesinlikle yasak:P
Ates yakana £1000 para cezasi uygulaniyor. Londrada mangal yapacak alanlar az oldugu icin cok kebapsadigim bir gunde arkadaslarimla ormanin derinliklerine girerek gizlice ates yakip ciz biz yapmayi basardik:) Tam atesi sondurmek uzereyken tepemizde ucusan helikopteri fark ettik. Yakayi ele vermeden kurtulduk cok sukur.:)
Bu fotografta gorulen amca ati arkadasi ile ortak kullaniyormus. Haftanin 3 gunu ormanda geziye ciktigini, Sarason ismindeki atin 8 yasinda olduguna dair bilgi verdi. Tabi bu bilgileri adami yolundan keserek, soru yagmuruna tutarak edilenebildim:)
Piknigimizi yaptiktan ve caylarimizi keyifle ictikten sonra annem ve cok sevgili komsusu mantar toplamaya cikti. Yagmur sonrasi birden tureyen mantarlar agac diplerinde bulunuyor. Ozellikle boregi nefis oluyor..
Mantar ve agaclarin curuyup gubre olmus verimli topraklari posetlere doldurup eve donmek uzere arabalarimiza bindik. Eve gelir gelmez topraklari bahceye dokup, car boot'tan aldigim mis kokulu 'dreamcatcher' adli cicegi ektim. Cicegin Turkce ismi 'ruya yakalayan'.
Kulubemin kapisi..
Bol gunesli, bol eglenceli bir pazar gunu romantik agaclarin altinda boyle gecti:)
Iyi haftalar diliyorum..
Car boot'lari sevmemin nedeni hic beklemedigin anda hic ummadigim urunleri cok ucuza bulabilmem. Sehir merkezinde her hangi bir magazaya gittigimde, magazalarin icinde az cok neyi ne kadara bulabilecegimi biliyorum. Ornegin; Fas'tan otantik yer sinisi, Paris'ten şık kol cantasi, New York'tan marka bir elbise, ya da cok unlu magazalarin urettigi kiyafet, oyuncak vs bulabiliyorum. Ikinci el olarak sadece kitap, cocuklara bisiklet, vcd ve bazi sus esyalarini tercih ediyorum. Bugun dukkan sahibi bir hanim elinden cikartmak istedigi numine mallari satiyordu.
Bu fotograftaki meyvelik o numunelerin sadece bir tanesi. Aynisi British museum'da yemek standinda meyvelik olarak kullaniliyordu. Its only £2. :)
Car boot'ta saga sola bakmaktan fotograf cekmeyi ihmal ettigim icin genel goruntu ve stantlari haftaya (hava guzel olursa) sizlerle paylasacagim:)
Alisverisimizi tamamladiktan sonra arabamiza binip ormana dogru yol aldik. Sagli sollu yemyesil agac dallarinin kopru kurdugu yoldan gecerken; manzarayi doya doya seyretmek icin ve arkamda beni takip eden nissan markali arabanin bana yetismesi icin gaza az bastim:P
(cekin nissani aradan, bir romantik cumle kurdurmadiniz:P)
Bu arada nissan markali araba sahibi aile dostumuz Bahtiyar ablalar. Onlarla car boot'ta bulusup, alisveris yaptiktan sonra piknige gidecektik ama ben cok cilgin araba surdugum icin kadincagiz bana bir turlu yetisemiyordu:P Hatta arabada "ooww deli kiz gene gaza basiyor" diye ciglik attigini soylediler:)) Londra icerisinde radara cok yakalanip ceza odedigim icin gaza basmak icin orman yollarini tercih ediyorum :) orman ile aramda duygusal bag kurmamin sebebi bu olabilir mi acep? :D
Ormanda piknik yapabilecegimiz bir cok alan var ancak ben her zamanki gibi motorcularin, ata&bisiklete binenlerin ve tabi en onemlisi lezzetli bogurtlenlerin (bolca yiyip hatta toplayip recelini yapabildigimiz) yogun bulundugu bolgeye gittim.
Pazar gunleri 100-150 civarinda motorcu ayni yerde toplanir, muhabbet eder, hot dog yer, sutlu cay icer (kibar motorcular:P) orman civarinda gruplar halinde yaris yaparlar.
Motorcularin arasindan gecmeyi basardiktan sonra onumuze sari yelekli atli piyade gruplari cikti:P atlari urkutmemek icin gaza daha az bastim, arkamdaki nissan marka araba bana yetisebildi nihayet :)
Arabayi park edip bagajdan piknik malzemelerimizi tasirken bir aile karavandan bisikletlerini indirdi. Karavanin kapilarini kilitleyip orman icinde geziye cikmak uzere bisikletleri ile yola ciktilar. Tabi herkes bizim gibi Turk degil ki sadece tikinmak icin ormana gelsin:P
Ormansal Uyari!!! Bu ormanda mangal yakmak, kavun&karpuz kesmek kesinlikle yasak:P
Ates yakana £1000 para cezasi uygulaniyor. Londrada mangal yapacak alanlar az oldugu icin cok kebapsadigim bir gunde arkadaslarimla ormanin derinliklerine girerek gizlice ates yakip ciz biz yapmayi basardik:) Tam atesi sondurmek uzereyken tepemizde ucusan helikopteri fark ettik. Yakayi ele vermeden kurtulduk cok sukur.:)
Bu fotografta gorulen amca ati arkadasi ile ortak kullaniyormus. Haftanin 3 gunu ormanda geziye ciktigini, Sarason ismindeki atin 8 yasinda olduguna dair bilgi verdi. Tabi bu bilgileri adami yolundan keserek, soru yagmuruna tutarak edilenebildim:)
Piknigimizi yaptiktan ve caylarimizi keyifle ictikten sonra annem ve cok sevgili komsusu mantar toplamaya cikti. Yagmur sonrasi birden tureyen mantarlar agac diplerinde bulunuyor. Ozellikle boregi nefis oluyor..
Mantar ve agaclarin curuyup gubre olmus verimli topraklari posetlere doldurup eve donmek uzere arabalarimiza bindik. Eve gelir gelmez topraklari bahceye dokup, car boot'tan aldigim mis kokulu 'dreamcatcher' adli cicegi ektim. Cicegin Turkce ismi 'ruya yakalayan'.
Kulubemin kapisi..
Bol gunesli, bol eglenceli bir pazar gunu romantik agaclarin altinda boyle gecti:)
Iyi haftalar diliyorum..
Friday, September 15, 2006
Radikalizmi Onlemek icin..
İngiltere, radikalizmi önlemek için müslüman kadınları iş ortamına çekiyor
İngiltere hükümeti, ülkede artan radikalizmi, aşırı İslamcılığı yenmek için Müslüman kadınlara ücretsiz olarak çeşitli kurs ve iş imkanı sağlayacağını duyurdu.
Geçtiğimiz yıl Londra'daki terör saldırıları ve Heathrow Havaalanı'ndaki komplo olayından sonra Müslümanlara karşı ayrımcılık yapıldığı söylenilen İngiltere'de, hükümet açıkladığı yeni planında aşırı İslamcılığı yenmek için Müslüman kadınları iş ortamına çekmek istediği ortaya çıktı. Yeni planı açıklayan Eğitim Bakanı Ruth Kelly, Müslüman kesim içinde erkek egemenliğine karşı kadınlara yardım etmek istediklerini söyledi. Kelly, ülkedeki tüm yetkililere, okullarda bilgisayar, mühendislik ve endüstri gibi popüler alanlara yönledirmek için kız öğrencilerin cesaretlendirilmesini istediklerini belirtti. Şimdiden Accenture, BAE System ve BP gibi şirketlerin bu plana destek verdikleri belirtilen proje kapsamında, bu şirketlerin, kendi çocuklarına bakmaları konusunda da Müslüman kadınlara yeterli düzeyde izin verileceği belirtiliyor.
Proje çerçevesinde hükümet tarafından şimdiden 10 milyon sterlin ödenek hazırlandı. İngiltere'deki özellikle Müslüman annelere yönelik hazırlanan projede, kadınlara iş imkanı sağlamak için en üst düzeyde eğitim verilecek. Proje ayrıca, İngilizce konuşamayan ve evlerinde çocuklarına bakmak zorunda kalan Asyalı anneleri de kapsayacak. Ülkenin banliyö mekanlarında aşırı İslamcılığı en aza indirmek için çalıştıklarını söyleyen Ruth Kelly, İngiltere'deki kültür yapısını oyun alanından alıp görüşme alanına, eğitim alanına çekmek istediklerini vurguluyor. Müslüman kadınların iş hayatına atılmalarının önemine değinen Kelly, "İngiltere'de iş gücüne atılan kadınların sayısının artması ve onlara daha iyi iş imkanı sağlanması, ülkenin ekonomisine yılda 23 milyar sterlin dolayında katkı sağlayacaktır." dedi.
Ülkedeki Müslümanlar ise, plana kuşkuyla bakıyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Yasemin Irak isimli vatandaş, projenin kadınlara yarar sağlamakla birlikte kafalarda soru işareti bıraktığı belirterek, "Ne olursa olsun yine de Müslümanlar hep radikal olarak görülecekler. Bence öncelik, Müslüman kadınlara bu tür eğitim imkanları sağlamak yerine İngiliz vatandaşların gerçek İslamı anlamaları yönünde çalışmalar yapmaktır."dedi.
Zaman-Kamuran Samar
İngiltere hükümeti, ülkede artan radikalizmi, aşırı İslamcılığı yenmek için Müslüman kadınlara ücretsiz olarak çeşitli kurs ve iş imkanı sağlayacağını duyurdu.
Geçtiğimiz yıl Londra'daki terör saldırıları ve Heathrow Havaalanı'ndaki komplo olayından sonra Müslümanlara karşı ayrımcılık yapıldığı söylenilen İngiltere'de, hükümet açıkladığı yeni planında aşırı İslamcılığı yenmek için Müslüman kadınları iş ortamına çekmek istediği ortaya çıktı. Yeni planı açıklayan Eğitim Bakanı Ruth Kelly, Müslüman kesim içinde erkek egemenliğine karşı kadınlara yardım etmek istediklerini söyledi. Kelly, ülkedeki tüm yetkililere, okullarda bilgisayar, mühendislik ve endüstri gibi popüler alanlara yönledirmek için kız öğrencilerin cesaretlendirilmesini istediklerini belirtti. Şimdiden Accenture, BAE System ve BP gibi şirketlerin bu plana destek verdikleri belirtilen proje kapsamında, bu şirketlerin, kendi çocuklarına bakmaları konusunda da Müslüman kadınlara yeterli düzeyde izin verileceği belirtiliyor.
Proje çerçevesinde hükümet tarafından şimdiden 10 milyon sterlin ödenek hazırlandı. İngiltere'deki özellikle Müslüman annelere yönelik hazırlanan projede, kadınlara iş imkanı sağlamak için en üst düzeyde eğitim verilecek. Proje ayrıca, İngilizce konuşamayan ve evlerinde çocuklarına bakmak zorunda kalan Asyalı anneleri de kapsayacak. Ülkenin banliyö mekanlarında aşırı İslamcılığı en aza indirmek için çalıştıklarını söyleyen Ruth Kelly, İngiltere'deki kültür yapısını oyun alanından alıp görüşme alanına, eğitim alanına çekmek istediklerini vurguluyor. Müslüman kadınların iş hayatına atılmalarının önemine değinen Kelly, "İngiltere'de iş gücüne atılan kadınların sayısının artması ve onlara daha iyi iş imkanı sağlanması, ülkenin ekonomisine yılda 23 milyar sterlin dolayında katkı sağlayacaktır." dedi.
Ülkedeki Müslümanlar ise, plana kuşkuyla bakıyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Yasemin Irak isimli vatandaş, projenin kadınlara yarar sağlamakla birlikte kafalarda soru işareti bıraktığı belirterek, "Ne olursa olsun yine de Müslümanlar hep radikal olarak görülecekler. Bence öncelik, Müslüman kadınlara bu tür eğitim imkanları sağlamak yerine İngiliz vatandaşların gerçek İslamı anlamaları yönünde çalışmalar yapmaktır."dedi.
Zaman-Kamuran Samar
Thursday, September 14, 2006
Peygamber Efendimiz'in (sav) Bir Günü
Sabah
Yeryüzünde günlük hayat sabah gün doğmadan başlar. Şebnemlerin oluşmasından, tomurcukların açılmasına; kuşların ötüşünden, nesimin esmesine varıncaya kadar hemen bütün varlık kendilerine mahsus dilleriyle gün doğmadan külli bir zikir halkasına otururlar. Zira bu saatler baharın başlangıcına, insanın rahm-ı madere düştüğü döneme, yer ve göklerin altı günlük yaratılış serencamesinin birinci gününe benzer, onları hatırlatır ve onlardaki şuunât-ı İlahiyeyi ihtar eder. İnsan da, diğer varlıkların cibillî bir şekilde kurmuş olduğu zikir halkasına, şuurlu bir şekilde iştirak eder ve başta namaz olmak üzere değişik zikir ve aktivitelerle güne başlar.
Öğle
Öğle zamanı, bir yılla kıyaslandığında yaz mevsiminin ortasına, insan ömrüyle kıyaslandığında gençliğin kemaline, dünyanın ömrü ile kıyaslandığında dünyada insanın yaradılış devrine benzer ve onlardaki rahmet tecellilerinin nimetlerini hatırlatır.
İkindi
İkindi vakti, yıl içinde güz mevsimine, insan ömründe ihtiyarlık vaktine, peygamberlik silsilesinde son Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in saadet asrına benzer. Günlük işlerin sona ermeye başladığı, gün içinde mazhar olduğumuz sağlık, selâmet ve hayırlı hizmet gibi İlahî nimetlerin meyvesinin alındığı zamandır. Güneşin batmaya yüz tutması ile de insan, dünyada bir misafir olduğunu, her şeyin geçici olduğunu anlar. İşte bu zaman diliminde, ebediyet isteyen, ebed için yaratılan ve ayrılıktan acı duyan insan ruhu, ikindi namazını kılarak Allah’a münacât eder, zevalsiz ve nihayetsiz rahmetine iltica eder, hesapsız nimetlerine karşı şükür ve hamd eder.
Akşam
Akşam vakti, güz mevsiminin sonunda pek çok canlının ölmesine benzer şekilde, hem insanın bir gün vefat edeceğini, hem de kıyametin başlangıcında dünyanın harap olacağını ihtar eder. Böyle bir anda insan ruhu, şu önemli işleri yapan Zat’ın dergâhına durmayı, "Allahü Ekber" diyerek fani olan her şeyden el çekip O’na hamd etmeyi, O’nu tesbih etmeyi, büyüklüğünü bir daha haykırmayı şiddetle arzu eder.
Yatsı
Yatsı vaktinde karanlık her tarafı kaplar, gündüz görünen şeyler adeta yokluğa gömülür, sanki vefat etmiş insanın geriye kalan eşyası da arkasından vefat edip unutulur. İmtihan için verilen dünya hayatının bütünüyle sona erdiğinin bir göstergesi gibidir. Adeta mutlak tasarruf sahibi olan Allah’ın yüceliği, ülfet perdesine sık sık gömülen insanoğluna bir daha gösterilmektedir. Çünkü Allah (c.c.) gece ile gündüzü, kış ve yazı, dünya ve âhireti bir kitabın sayfaları gibi kolaylıkla çevirir, yazar, bozar, değiştirir. İşte aciz, zaif, muhtaç ve geleceği karanlık gören insan bu vakitte yatsı namazını kılarak, her şeye gücü yeten ve gerçek bir dost olan Allah’a yönelir, dayanır ve sığınır. Onu unutan ve karanlığa gömülen dünyayı, o da unutup, dertlerini dergâh-ı rahmete döker. Ayrıca ne olur ne olmaz, ölüme benzeyen uykuya dalmadan önce son ibadetini yapıp, günlük hesap defterini güzelliklerle kapatmak ister.
Gece
Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı hatırlatarak insan ruhunun Allah’ın rahmetine ne kadar muhtaç olduğunu hatırlatır. Dolayısıyla gece kılınacak teheccüd namazı, kabir gecesinde ve berzah karanlığında önümüzü ve evimizi aydınlatacak vazgeçilmez ışık kaynağımız olacaktır.
Prof.Dr Abdulhakim YÜCE
Yazinin tumu >>>
Hayirli Cumalar..
Yeryüzünde günlük hayat sabah gün doğmadan başlar. Şebnemlerin oluşmasından, tomurcukların açılmasına; kuşların ötüşünden, nesimin esmesine varıncaya kadar hemen bütün varlık kendilerine mahsus dilleriyle gün doğmadan külli bir zikir halkasına otururlar. Zira bu saatler baharın başlangıcına, insanın rahm-ı madere düştüğü döneme, yer ve göklerin altı günlük yaratılış serencamesinin birinci gününe benzer, onları hatırlatır ve onlardaki şuunât-ı İlahiyeyi ihtar eder. İnsan da, diğer varlıkların cibillî bir şekilde kurmuş olduğu zikir halkasına, şuurlu bir şekilde iştirak eder ve başta namaz olmak üzere değişik zikir ve aktivitelerle güne başlar.
Öğle
Öğle zamanı, bir yılla kıyaslandığında yaz mevsiminin ortasına, insan ömrüyle kıyaslandığında gençliğin kemaline, dünyanın ömrü ile kıyaslandığında dünyada insanın yaradılış devrine benzer ve onlardaki rahmet tecellilerinin nimetlerini hatırlatır.
İkindi
İkindi vakti, yıl içinde güz mevsimine, insan ömründe ihtiyarlık vaktine, peygamberlik silsilesinde son Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in saadet asrına benzer. Günlük işlerin sona ermeye başladığı, gün içinde mazhar olduğumuz sağlık, selâmet ve hayırlı hizmet gibi İlahî nimetlerin meyvesinin alındığı zamandır. Güneşin batmaya yüz tutması ile de insan, dünyada bir misafir olduğunu, her şeyin geçici olduğunu anlar. İşte bu zaman diliminde, ebediyet isteyen, ebed için yaratılan ve ayrılıktan acı duyan insan ruhu, ikindi namazını kılarak Allah’a münacât eder, zevalsiz ve nihayetsiz rahmetine iltica eder, hesapsız nimetlerine karşı şükür ve hamd eder.
Akşam
Akşam vakti, güz mevsiminin sonunda pek çok canlının ölmesine benzer şekilde, hem insanın bir gün vefat edeceğini, hem de kıyametin başlangıcında dünyanın harap olacağını ihtar eder. Böyle bir anda insan ruhu, şu önemli işleri yapan Zat’ın dergâhına durmayı, "Allahü Ekber" diyerek fani olan her şeyden el çekip O’na hamd etmeyi, O’nu tesbih etmeyi, büyüklüğünü bir daha haykırmayı şiddetle arzu eder.
Yatsı
Yatsı vaktinde karanlık her tarafı kaplar, gündüz görünen şeyler adeta yokluğa gömülür, sanki vefat etmiş insanın geriye kalan eşyası da arkasından vefat edip unutulur. İmtihan için verilen dünya hayatının bütünüyle sona erdiğinin bir göstergesi gibidir. Adeta mutlak tasarruf sahibi olan Allah’ın yüceliği, ülfet perdesine sık sık gömülen insanoğluna bir daha gösterilmektedir. Çünkü Allah (c.c.) gece ile gündüzü, kış ve yazı, dünya ve âhireti bir kitabın sayfaları gibi kolaylıkla çevirir, yazar, bozar, değiştirir. İşte aciz, zaif, muhtaç ve geleceği karanlık gören insan bu vakitte yatsı namazını kılarak, her şeye gücü yeten ve gerçek bir dost olan Allah’a yönelir, dayanır ve sığınır. Onu unutan ve karanlığa gömülen dünyayı, o da unutup, dertlerini dergâh-ı rahmete döker. Ayrıca ne olur ne olmaz, ölüme benzeyen uykuya dalmadan önce son ibadetini yapıp, günlük hesap defterini güzelliklerle kapatmak ister.
Gece
Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı hatırlatarak insan ruhunun Allah’ın rahmetine ne kadar muhtaç olduğunu hatırlatır. Dolayısıyla gece kılınacak teheccüd namazı, kabir gecesinde ve berzah karanlığında önümüzü ve evimizi aydınlatacak vazgeçilmez ışık kaynağımız olacaktır.
Prof.Dr Abdulhakim YÜCE
Yazinin tumu >>>
Hayirli Cumalar..
ucalim, ucuralim..
bu sene beni ucuracagini soyleyip, istanbul'a gitmeme 2 hafta kala ucusumu iptal eden easyjet turkce internet sitesini hizmete acti. hayirli olsun diyelim..
Kemerlerimizi Takalim, Kurallara Uyalim.
Londra'da 18 Eylul'den itibaren uygulamaya konacak olan yeni yasaya gore: 12 yasina kadar olan cocuklarin boylarina uygun arac koltuklari ya da yukseltici yastiklar kullanarak kemer takmasi zorunlulugu getirtildi. Aracta bulunan herkesin kemer takmasi sart. Kurallara uymayanlara 500 pounda varan para cezasi kesilecek..
Nefs..
"Men arefe nefsehu, fegad arefe rabbehu"
Nefsini taniyan Rabbini de tanir..
"Men alime nefsehu, fegad alime Rabbehu"
Nefsini bilen Rabbinide bilir..
Nefsini taniyan Rabbini de tanir..
"Men alime nefsehu, fegad alime Rabbehu"
Nefsini bilen Rabbinide bilir..
Wednesday, September 13, 2006
Monday, September 11, 2006
Cinaralti Sohbetleri
Aylardir tasarladigi projesi ile kafami sisiren Sehnaz hanfendinin hayalleri gercek oldu nihayet:) Sitenin ismi&adresi ne olsun, bu logo guzel mi? su renk nasil? hadi isim bulalim, siteyi bir an once faaliyete gecirelim seklinde devam eden diyaloglar sona erdigi icin pek mutluyum:)
Aylardir dedigime bakmayin; Sehnaz yaz rehavetini atlatip, tatillerin sona ermesini beklerken projesi ile ilgilenme firsatini bulamamisti. Yoksa kis aylarindan beri bana neler cektirdigini bir ben bilirim :P
Iste boyle kisin kestane zamani gecsin, yazin rehaveti gecsin derken bu gece itibari ile 'Cinaralti Sohbetleri' faaliyete girmistir.
Cinaraltina ugramadan once caylarinizi almayi ihmal etmeyiniz. :) Projenin yardimsever destekcisi ben:P hepinizi bu etkinligimize davet ediyorum. Vatana ve millete hayirli ugurlu olsun. :) Detayli bilgi icin buyrun.
En derin muhabbetlerimle..
Sunday, September 10, 2006
Gençlerin hırçınlık sırrı çözüldü
Bilim, gençlerin niçin daha "hırçın, aksi ve suratsız" olduklarının sırrını çözdü. Bilimadamları, gençlerin beyninin erişkinlerden çok farklı çalıştığı anlaşıldı.
Gençler niçin daha hırçın, aksi ve suratsız olur?
“Bazen genç bir insana ‘makul’ bir şey söylendiğinde bile niçin haşinle yerinden kalkıp gittiğine” şimdi farklı bir bilimsel açıdan bakıyoruz.
Bilim adamları, ergenlik dönemindeki bir insanın, ‘beyninin başkalarının duygularını tam olarak anlayabilen bölgesini’ kullanmadıklarını belirttiler.
Araştırmacılar, insanın karar verme mekanizmasının oldukça yavaş gelişip olgunlaştığını ve bunun genç birisinin davranışlarının açıklanmasında yardımcı olabileceğini düşünüyorlar.
Ergen bir insanın beyni çok kapsamlı değişmelere maruz kaldığını ve 20 veya 30 yaşına kadar olgunlaşmadığını ortaya çıkaran araştırmanın detayları British Associaton’ın yıllık Bilim Festivali’nde açıklandı.
devami >>>
Saturday, September 09, 2006
Friday, September 08, 2006
Cuma mesaji
Cumâ sûresinde meâlen buyruldu ki: De ki: Sizin kendisinden kaçmakta olduğunuz ölüm muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O, size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. ( Âyet: 8 )cuma gününde öyle bir ssat vardirki,bir kul o atte ne isterse mutllaka ona verilir. ( tirmizi )
Cumaniz mübarek olsun...
Cumaniz mübarek olsun...
Thursday, September 07, 2006
Baggage policy
Customers travelling from the UK will be able to take on board as hand baggage one cabin bag no bigger than 45cm x 35cm x 16cm, the size of a small laptop bag, inclusive of wheels and handles
Cabin baggage MUST NOT contain:
Any cosmetics
Any toiletries
Any liquids
Any drinks
Cigarette lighters (Cigarette lighters may not be checked into the hold. They can be purchased airside and disposed of before boarding a flight)
Items previously prohibited in cabin baggage, such as sharp objects, should not be carried onboard.
Cabin baggage CAN contain the following:
Electronic equipment, including laptops, mobile phones, digital cameras and portable music and DVD players
Essential medicines in liquid form provided they are under 50ml. Customers will be asked to taste the liquid. If they cannot taste the liquid for any reason they will be asked to go to an airport pharmacy to have the medicine verified.
Baby milk and liquid baby food (the contents of each bottle MUST be tasted by the parent)
Other items normally carried in cabin baggage, such as books and essential items for the flight, as long as they fit into a bag no bigger than 45cm x 35cm x 16cm.
Nothing must be carried in pockets.
Cabin baggage MUST NOT contain:
Any cosmetics
Any toiletries
Any liquids
Any drinks
Cigarette lighters (Cigarette lighters may not be checked into the hold. They can be purchased airside and disposed of before boarding a flight)
Items previously prohibited in cabin baggage, such as sharp objects, should not be carried onboard.
Cabin baggage CAN contain the following:
Electronic equipment, including laptops, mobile phones, digital cameras and portable music and DVD players
Essential medicines in liquid form provided they are under 50ml. Customers will be asked to taste the liquid. If they cannot taste the liquid for any reason they will be asked to go to an airport pharmacy to have the medicine verified.
Baby milk and liquid baby food (the contents of each bottle MUST be tasted by the parent)
Other items normally carried in cabin baggage, such as books and essential items for the flight, as long as they fit into a bag no bigger than 45cm x 35cm x 16cm.
Nothing must be carried in pockets.
Wednesday, September 06, 2006
Hadis-i Serif
“Ümmetim hakkinda en çok korktugum seyler: Karin büyüklügü (göbek
baglamak), çok uyku, tembellik ve yakîn (iman) azligidir.”
baglamak), çok uyku, tembellik ve yakîn (iman) azligidir.”
Hareketli Karton Oyuncaklar
Cocuklar icin cok guzel bir bayram hediyesi olacak kartondan yapilan hareketli oyuncaklarin linkine buradan ulastim.
Fiyatlari da cok uygun olan bu oyuncaklarla ben dahi oynamak isterim. Tahin sana bayram hediyesi olarak yanda gordugun inegi alayim mi? agzini acip kapatisi cok sirin :D
DÜNYAYI BEN KURTARACAĞIM
Ne kadar iddialı bir ifade değil mi? Dünyayı kurtarmak. Gerçekten de dünyanın kurtarılmaya ihtiyacı var ve birisi bunu yapacaksa, bu niye ben olmayayım diye düşünmek herkesin hakkıdır. Ama herkes bu hakkından feragat eder de “Dünyayı ben mi kurtaracağım?” diye düşünürse, işte o zaman dünyanın sonu gelmiş demektir. Her insan sosyal hayatın içinde yer alan bir dişli gibidir. Bir sistem içinde görevini tam olarak yapan bir dişli, sistemin çalışmasını sağladığı gibi, görevini yapmayan bir dişli yüzünden de sistem devre dışı da kalabilir. “Koca sistem içinde ben küçük bir parçayım, çalışmasam da olur” deme hakkına sahip değildir. İnsan da sosyal sisteminin bir parçası olarak önemli görevlerle yükümlüdür.
Bu yükümlülüklerini yerine getirmediği zaman cürmünden büyük cinayetlere neden olabileceği gibi, görevini hakkıyla yaptığı zaman da çok güzel neticelerin alınmasına vesile olabilir. “Senin ne ehemmiyetim var, sen ne yapabilirsin ki” gibi sözler, insanın kulağına şeytan tarafından fısıldanan sözlerdir. İnsan da bu sözlere kanarak, “Gerçekten benim elimden bir şey gelmez” derse, işte o zaman insanlığından istifa etmiş demektir.
Halbu ki, dünya tarihini değiştiren, medeniyetlerin kurulmasına veya mahvolmasına sebebiyet verenler de genellikle bir veya birkaç kişiden ibarettir. Eğer bir Hitler çıkmasaydı, belki de 2. Dünya Savaşı çıkmayacaktı. Amerika’da Bush ailesi olmasaydı, belki körfez savaşları olmayacak, Irak ve Afganistan’da binlerce masum insanın kanı akmayacaktı. Müspet olaylar için de kişilerin önemini ortaya koyan bir çok örnek vermek mümkündür. İnsanlık tarihinde büyük medeniyetlerin ortaya çıkmasına sebep olan keşif ve icatlar, bazı kişilerin fedakârca çalışmaları sonucu meydana gelmiştir. Bir İbni Sina olmasaydı, bugünkü modern tıp bu seviyelere ulaşamayabilirdi. Fatih Sultan Mehmet olmasaydı, ortaçağın karanlığı daha uzun süre insanlığın hayatını karartmaya devam edebilirdi. Mucidlerin ve kâşiflerin hayatlarını ortaya koyan gayretleri olmasaydı, bilim ve teknoloji bu noktalara gelemezdi.
Büyük savaşlarda küçük bir neferin savaşın kaderini değiştirdiğini unutmamak gerekir. Bu örnekler karşısında yine şeytan insanın kulağına eğilerek, “İyi ama onlar önemli şahsiyetlerdi. Sen ne bir komutansın, ne de bilim adamısın. Senin ne ehemmiyetin var ki?” diyebilir. Ama her insan önemlidir. Çünkü adı ve sıfatı ne olursa olsun, mahiyeti “insan”dır. Cenab-ı Hak tarafından “eşref-i mahlûkat” olarak yaratılmış, pek yüksek istidatlarla donatılmıştır. Bu istidatlarını inkişaf ettirdiği zaman, çok büyük işleri başarabilir.
Toplumu ilgilendiren olaylar karşısında müsbet veya menfî yönde tavrımızı ortaya koyarken, insan olduğumuzun idraki içinde hareket etmeliyiz. Bir haksızlığa şahit olduğumuz zaman, “Benim bunu düzeltecek gücüm yok” deyip geçip gitmek, kendi gücünün ve öneminin farkında olmamaktır. Bu önemi vurgulamak için şu atasözü güzel bir örnektir: “Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at üzerindeki komutanı, komutan bir orduyu, ordu da vatanı kurtarır.” Bugün çevremizde gördüğümüz dehşet verici olaylar, akıl almaz zulüm ve haksızlıklar karşısında, “dünyanın çivisi çıkmış” deyip ümitsizlik içinde kıvranacağımıza, “Bu çivi belki ben olabilirim” diyerek gayrete gelip bir hizmetin ucundan tutarsak, dünyanın kurtarılmasına vesile olabiliriz.
Abdil Yildirim
Bu yükümlülüklerini yerine getirmediği zaman cürmünden büyük cinayetlere neden olabileceği gibi, görevini hakkıyla yaptığı zaman da çok güzel neticelerin alınmasına vesile olabilir. “Senin ne ehemmiyetim var, sen ne yapabilirsin ki” gibi sözler, insanın kulağına şeytan tarafından fısıldanan sözlerdir. İnsan da bu sözlere kanarak, “Gerçekten benim elimden bir şey gelmez” derse, işte o zaman insanlığından istifa etmiş demektir.
Halbu ki, dünya tarihini değiştiren, medeniyetlerin kurulmasına veya mahvolmasına sebebiyet verenler de genellikle bir veya birkaç kişiden ibarettir. Eğer bir Hitler çıkmasaydı, belki de 2. Dünya Savaşı çıkmayacaktı. Amerika’da Bush ailesi olmasaydı, belki körfez savaşları olmayacak, Irak ve Afganistan’da binlerce masum insanın kanı akmayacaktı. Müspet olaylar için de kişilerin önemini ortaya koyan bir çok örnek vermek mümkündür. İnsanlık tarihinde büyük medeniyetlerin ortaya çıkmasına sebep olan keşif ve icatlar, bazı kişilerin fedakârca çalışmaları sonucu meydana gelmiştir. Bir İbni Sina olmasaydı, bugünkü modern tıp bu seviyelere ulaşamayabilirdi. Fatih Sultan Mehmet olmasaydı, ortaçağın karanlığı daha uzun süre insanlığın hayatını karartmaya devam edebilirdi. Mucidlerin ve kâşiflerin hayatlarını ortaya koyan gayretleri olmasaydı, bilim ve teknoloji bu noktalara gelemezdi.
Büyük savaşlarda küçük bir neferin savaşın kaderini değiştirdiğini unutmamak gerekir. Bu örnekler karşısında yine şeytan insanın kulağına eğilerek, “İyi ama onlar önemli şahsiyetlerdi. Sen ne bir komutansın, ne de bilim adamısın. Senin ne ehemmiyetin var ki?” diyebilir. Ama her insan önemlidir. Çünkü adı ve sıfatı ne olursa olsun, mahiyeti “insan”dır. Cenab-ı Hak tarafından “eşref-i mahlûkat” olarak yaratılmış, pek yüksek istidatlarla donatılmıştır. Bu istidatlarını inkişaf ettirdiği zaman, çok büyük işleri başarabilir.
Toplumu ilgilendiren olaylar karşısında müsbet veya menfî yönde tavrımızı ortaya koyarken, insan olduğumuzun idraki içinde hareket etmeliyiz. Bir haksızlığa şahit olduğumuz zaman, “Benim bunu düzeltecek gücüm yok” deyip geçip gitmek, kendi gücünün ve öneminin farkında olmamaktır. Bu önemi vurgulamak için şu atasözü güzel bir örnektir: “Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at üzerindeki komutanı, komutan bir orduyu, ordu da vatanı kurtarır.” Bugün çevremizde gördüğümüz dehşet verici olaylar, akıl almaz zulüm ve haksızlıklar karşısında, “dünyanın çivisi çıkmış” deyip ümitsizlik içinde kıvranacağımıza, “Bu çivi belki ben olabilirim” diyerek gayrete gelip bir hizmetin ucundan tutarsak, dünyanın kurtarılmasına vesile olabiliriz.
Abdil Yildirim
Monday, September 04, 2006
Yaza elveda..
Haziran ayinda duzenlenen "yaza merhaba" pikniginin ardindan yazi ugurlamak uzere "elveda piknigi" duzenlendi. Buckingham sarayinin onunde bulunan St James's parkinda duzenlenen piknige gitmek icin arkadaslarla bulusarak yola dokulduk. Merkeze araba ile gitmek&park sorun oldugundan; otobus ile uzun saatler sonra parka anca varabildik. Toplu tasitlari mecbur kalmadikca kullanmamaya calisiyorum. Araba elim ayagim gibi oldugundan onsuz bir hayat dusunemiyorum. Hele makas yapma ve trafikte yanimda duran araclarin haberi olmadan onlarla yaris yapma zevkinden asla mahrum olmak istemem :) Tatilde oldugum zamanlarda arabami cok ozluyorum. Sanirim arabamla aramda duygusal bir bag olustu ;) Guvenilir olmasi, ayagimi yerden kesmesi, ozellikle de toplu tasitlarda yasanan olaylar ve insanlarla muhatap olmami engelledigi icin arabami cok seviyorum.
Sarayin onunde bisiklet yarisi oldugundan parka giriste 15 dakika mahsur kaldik. Beklerken kalabaligi ve 50 den fazla bisikletin katildigi yarisi izledik.. Telefonun ayarina bakmamisim dolayisiyla goruntu bulanik cikmis. Kralicenin kugulari da bu buguluktan nasibini almis.
Parka giris kapilarindan biri.. Buradaki parklarin girisleri neredeyse hep boyle saray girisi gibi.. Piknik cok komik ayni zamanda eglenceli gecti. Detaylari anlatmak isterdim ancak farkli goruste olan insanlar tarafindan yanlis anlasilabilir dusuncesi ile kendime sakliyorum.
Parkin icinden bir manzara. Fotografta gozuken dunyanin en buyuk donmedolabi 'londoneye'. Insaatinda 1,700 ton demir kullanilmis. 250 tane iki katli ingiliz otobusunden daha agir. Hareket halinde iken binilen londoneye'da londra ayaklar altina seriliyor. Gece hele baska bir guzel manzara..
Yaya geciti ne kadar belirgin degil mi? Ayni Turkiye'deki yaya gecitleri gibi :P Londra'da yaya gecitine yaklasirken araclar durur. Ozellikle ehliyet sinavinda, surucunun buna dikkatini goz onunde bulunduruyorlar. Yaya olmasa bile surucu test esnasinda ayagini gazdan cekmesi gerekiyor.
Parktan cikista otobus duragina kadar yuruduk. Arkadaslarla bir durak daha yuruyelim, hadi bir durak daha derken 3-4 km den fazla yurudugumuzu fark ettik. Civil civil kalabalikta tahlil edilecek cok sey vardi.. bu yuzden insan ne kadar yurudugunu bile fark edemiyor..
Yol boyunca yururken motorolamla yakaladigim kareler.. (sadece nokia ile duygusal bagimiz var:P motorola onun yerini alamadigi icin foto makinesi gorevini goruyor simdilik)
Sapka dukkani.
Bu dukkanin vitrininde eczana yazmasa ilk bakista asla anlamazdim. Londra icinde bulunan eczanelerden oldukca farkli.
Pembe pantalon ve kravat ??
Kaldirim uzerlerinde bir cok insan portre cizdiriyordu. Ressamlar £30 aliyorlar ama gercekten cok guzel cizimler cikmisti ortaya. Cektigim fotolar telefonumun hafiza yetersizligine kurban gitmis..
Inciluz faytonu :P Merkezde turistleri ve yorulanlari gezdiren bisikletli arabalar. Farkli renk ve modellerde gormek mumkun. Bazilarinin arka kismi tuylerle suslenmis. Gece isiginda fosforlu gorunuyordu. Daha once yayinlanan "haremlik selamlik" uygulamasi yapilan pembe taksilere benzettim..
Covent Garden'da pek meshur ve canli yerlerden biridir. Pazari, opera, tiyatrosu, bol turisti ile bilenen Londra'nin en guzel ve eglenceli mekanlarindan..Hareketsiz durma sanatini icra eden sokak sanatcilarinin bolca goruldugu yerdir. Daha once resimlerini yayinlamistim.
Covent Garden'i ziyaret esnasinda sadece etrafa, sokak eglencelerine, insanlara, vitrinlere bakmakla yetinmeli, yoksa benim gibi kahve molasi verirseniz fotoda gorulen 2 yudumluk kahve masaniza gelecektir:P
Fiyatlar pahali oldugundan listede isimleri es gecip en ucuz olan sicak icecegi siparis ettim. servis geldiginde ise saskin ifade ile "bu nedir?" diyebildim :) uzun zaman olmus merkezde birseyler yemeyeli, icmeyeli.. ucuz olsun diye normal kahve yerine en sert kahveyi istemisim meger :D ucuz dedigim rakam bile bu iki damlacik sert kahveye cok tabi. Ekstra sut ile fincani doldurmadan icemedim..
Keyifli bir gunun ardindan 2 otobus ile evimize donduk.. Muhitler degistikce otobusteki insanlarin kilik kiyafet ve davranislari da otomatik olarak degisiyor.. heryerde oldugu gibi..
Sunday, September 03, 2006
Saturday, September 02, 2006
Amerikali Muhtedi Hamza Yusuf'tan bir siir..
Hamza Yusuf 1977'de musluman olmus bir native California'li Amerikan. Kendisi 46 yasinda ve 5 ogul babasi. Musluman olduktan sonra arap ulkelerine gelerek 10 yil arapca ve ilahiyat ilimleri alarak cesitli meshur ulemadan icazet almistir. Daha sonra Amerika'ya donerek universitede Ilahiyat ve Saglik uzerine degree'sini yapmistir. Suan kendisinin onderliginde kurmus oldugu California'daki bir islam enstitutsunde hocalik yapmaktadir. The prufication of Heart, the content of His Character gibi bir cok kitap ve Arapca'dan Ingilizce'ye tercume kitabi bulunmaktadir. Hitabeti cok kuvvetli bir hoca..Dinlemenizi tavsiye ederim...
I envy the sand that met his feet
I’m jealous of honey he tasted sweet
Of birds that hovered above his head
Of spiders who spun their sacred web
To save him from his enemies
I envy clouds formed from the seas
That gave him cover from the heat
Of a sun whose light could not compete
With his, whose face did shine so bright
That all was clear in blinding night
I envy sightless trees that gazed
Upon his form completely dazed
Not knowing if the sun had risen
But felt themselves in unison
With those who prayed, and fasted too
Simply because he told them to
With truth and kindness, charity
From God who gave such clarity
His mercy comes in one He sent
To mold our hearts more heaven bent
I envy all there at his side
Who watched the turning of the tide
As truth prevailed and falsehood fled
And hope restored life to the dead
Men and Women through him found grace
To seek together God’s noble face
I envy the cup that gave him drink
His thoughts that helped us all to think
To be one thought that passed his mind
Inspiring him to act so kind
For me this world is not one jot
If I could simply be a thought
From him to God throughout the ages
As revelation came in stages
I pity all who think it odd
To hear him say there is one God
Or he was sent by God to men
To hone their spirits’ acumen
It’s pride that blinds us from the sight
That helps good men to see his light
He taught us all to be God’s slaves
And he will be the one who saves
Humanity from sinful pride
Muhammad has God on his side
So on this day be blessed and sing
For he was born to grace our Spring
With lilies, flowers, life’s rebirth
In a dome of green like his on earth
I’m jealous of honey he tasted sweet
Of birds that hovered above his head
Of spiders who spun their sacred web
To save him from his enemies
I envy clouds formed from the seas
That gave him cover from the heat
Of a sun whose light could not compete
With his, whose face did shine so bright
That all was clear in blinding night
I envy sightless trees that gazed
Upon his form completely dazed
Not knowing if the sun had risen
But felt themselves in unison
With those who prayed, and fasted too
Simply because he told them to
With truth and kindness, charity
From God who gave such clarity
His mercy comes in one He sent
To mold our hearts more heaven bent
I envy all there at his side
Who watched the turning of the tide
As truth prevailed and falsehood fled
And hope restored life to the dead
Men and Women through him found grace
To seek together God’s noble face
I envy the cup that gave him drink
His thoughts that helped us all to think
To be one thought that passed his mind
Inspiring him to act so kind
For me this world is not one jot
If I could simply be a thought
From him to God throughout the ages
As revelation came in stages
I pity all who think it odd
To hear him say there is one God
Or he was sent by God to men
To hone their spirits’ acumen
It’s pride that blinds us from the sight
That helps good men to see his light
He taught us all to be God’s slaves
And he will be the one who saves
Humanity from sinful pride
Muhammad has God on his side
So on this day be blessed and sing
For he was born to grace our Spring
With lilies, flowers, life’s rebirth
In a dome of green like his on earth
Friday, September 01, 2006
Subscribe to:
Posts (Atom)