Wednesday, December 06, 2006

iletisim..

insana yaklasmak yabani atlara yaklasmaktan daha risklidir cunku her an tekme yiyebilirsiniz.

7 comments:

Anonymous said...

:)

zaten eski turkcede, ve $u an arapca ve farcada - at yeti$tirmeye "siyasi/siyasat" denilir.

ladybird said...

مرحبا بك

كَيْفَ حَالُكِ؟

اسدى الشكر له

:D

Bâd-ı Sabâ said...

"insana yaklasmak yabani atlara yaklasmaktan daha risklidir cunku her an tekme yiyebilirsiniz."

@ Ladybird

Sizin bu şekilde düşünebileceğinize inanmıyorum, asla ve kat'a :(

.:.: Meâlen :.:.

İnsan geleceğe umutla bakabilmelidir, müşterek yaşamın peşinde koşmalıdır, birlik beraberlik yolunda alınan yaraları bir tecrübe kazanımı olarak görebilmeli ilerlemekten yeniden denemekten yılmamalıdır.

Kaybetmek insanın yazgısı değil, olsa olsa beceriksizliğidir. Beceri ve yetenek ise zamanla çalışılarak kazanılır geliştirilir.

Önüne gelenden tekme yerim korkusu insanların birbirlerine karşı düşmanlık kazandırmasından başka bir fayda sağlamaz. Korku duygusu sevgiye galip gelirse, sevgi duygusu da yerini nefrete bırakır.

Allah'in hikmetli ilmi ile yaratılan mahlukata karşı nefret hissiyatı beslemek biz müslümanlara yakışmaz, kalbe zarardır; hem dünyevidir, fâni ve ölümlüdür.

Bâkiyata meftun bir kalbin özelliği Allah sevgisi ile dolup taşmasıdır, bu bakımdan dolayı asıl olarak insan vicdanı dünya zevk ve nimetleri ile tatmin edilemez ve mutlu olamaz.

En nihayetinde anlıyoruz ki; korku, nefret, ve öfke ile doldurulmuş bir kalp Allah'ı zikredecek anacak şuûru imkanı fırsatı kendisinde bulamaz.

Görüşmek üzere,

Selâmu aleyküm ve Rahmetullah.

Anonymous said...

Muhterem Ladybird, insan psikolojisi ve insan fıtratı açısından son derece doğru bir saptamada bulunmuşsunuz. Tebrik ediyorum.
Ben bu cümlede insanlara güvensizlik duygusu, kin ve nefret gibi bir ifade çıkarmıyorum. İnsanlarla diyalog kurmayalım, zarar görürüz gibi de algılamıyorum. Sadece insanın hem müspet, hem de menfi davranışlar açısından diğer varlıklardan çok daha ileri gidecek istidatlara sahip olduğunu anlıyorum. Zira insan fıtratı, âlay-i illiyinden, (en yüksek dereceden esfel-i safililene ( hayvanlardan daha alçak) derecelere kadar uzanan bir istidat yelpazesine sahiptir.Onun için yeryüzünde hiçbir vahşi hayvanın işleyemeyeceği vahşeti de insanlar işliyor. İnsan eğitimi at eğitiminden daha zordur. Ana kucağından başlayan eğitim, bazen ölünceye kadar devam ediyor.Buna rağmen ot gelip saman giden insanlar da var.
İnsan eğitimi için okul öncesi sınıftan taa üniversite ve üstü eğitimler için okullar açılıyor, çok pahalı yatırımlar yapılıyor, emek ve sermaye harcanıyor. Ama bir atın eğitimi için küçük bir hara ve bir seyis oldu mu yeterli oluyor.
Burada bir yanlış anlaşılmaya meydan vermek istemiyorum. Bu dediğim durumlar her insan için geçerli değildir. İstidadını imanla terbiye edip inkişaf ettirmeyenler içindir. Yoksa insanların meleklerden daha yüksek makamlara çıkabileceğini de Rabbim fıtratına yerleştirmiş.
Demem o ki, Ladybird fıtratı bozuk insanlar için bir saptama yapmış. Her insanla iletişim kurmanın kolay olmadığını, çok dikkatli olmak gerektiğini vurgulamış. "Sakın insana yaklaşmayın, zarar görürsünüz" demek istememiş bence. Her zaman için ihtiyatlı olmanın gereğini belirtmiş.
Her şeye rağmen bir insanlara yaklaşmakla ve onları Hak'ka davet etmekle mükellefiz. Sonunda tekme yemek olsa da.
Kazım Bey sizin düşüncelerinizi de saygı ile karşılıyorum. Bunu size bir nazire olsun diye yazmadım. O cümleye ben bu açıdan yaklaştım.

Bâd-ı Sabâ said...

@ Gönül Pınarı

- Sataşma olarak görmedim yorumunuzu, sonuna kadar ilgiyle keyifle okudum. Üslûbunuz imrendiğim bir tarzda.
- Farklı düşüncelerin olması da doğal tabi, hepimiz de ayrı dünyaların insanıyız.
- Dediğim gibi sataşma veya nazire değil de, lâyık olduğu hâli ile münâzara diyelim biz buna.
- Yorumunuz içeriğinde altı çizilecek değerde düşün kırıntıları var, sizinle çok da farklı düşünmüyoruz aslında.
- Okuyan istifâde etsin efendim, tekrardan buraya alıntılamak istemiyorum..

Teşekkür ederiz,

ladybird said...

Pek Muhterem Kazim efendi; maalesef oyle dusunuyorum. Konusurken sadece kendi seslerini duyan, diger seslere kulak tikayan hatta sagir kaln, elestiriye acik olmayan, elestirdiginde karsi ataga gecen, hatalarini gormek istemeyen, dogruyu yuzlerine soylediginde kabul etmekten kacan, kacarken savunma mekanizmasini harekete geciren vs vs insanlar oldugunu anlatiyor bu cumle..

Suurlu dinleyici olmakla baslamali..

Gonul pinari cumleyi fevkalade guzel izah etmis. Arkadas, es dost cevresinde cocuk egitimi yahut diger meselelerde paylasimda bulunmak istedigimde bu tip insanlar dinlemek istemiyor. Herkesin kendine gore - si + si, yanlisi dogrusu vardir. Fakat insan olayin icerisinde iken saglikli tahlil yapamaz, disaridan her sey daha net gozukur. Yanlis gordugunuzde uyarmaya kalktiginizda tekme yiyorsaniz heves kirikligi olabiliyor. En guzeli 4 duvar arasinda oturmak, kimseyle gorusmemek diye dusunmeye basliyorsun. Bu sekilde sinir kat sayimi artiramaz hic kimse..

Ote yandan gonul pinar'inin "Hak'ka davet etmekle mükellefiz" sozunu dusununce... Bir de Peygamber efendimizin (sav)Ebu Cehile 70 kez gittigini hatirlayinca iyi niyetle ve azimle insanlara yaklasalim, anlatalim, anlatalim diye dusunuyorum..

ladybird said...

Hastalik hali ile son yazdigim yorum yanlis anlasilabilir dusuncesiyle aciklama yapmayi uygun gordum.

Yazdiklarim Kazim beyi hedef aliyor gibi gorunsede asla oyle degil olamazda zaten. Kazim bey husn-u zan ederek post konusu cumle icin benim oyle dusunmedigimi yazmis. Ne guzel etmis. Reel hayatta is/okul/cevre hayatinda pek cok farkli insanla muhatap oldugum icin burada yaptigim genellemenin yanlis anlasilmamisini umit ediyorum.

Kendimi yanlis ifade ettigimi dusunuyorum. Lutfen kimse uzerine alinmasin cunku yazilanlardan yola cikarak hic kimse hakkinda su-i zan dusunmek istemem.

saygilarimla.