dünyadan ladybird'e:) ne diye böyle entel dantel konularla uğraşırsınki:) aşk öldü ahali öldü. nasıl bilirdiniz cemaat. hiç iyi bilmezdik. geleni yakar, gideni yakardı, sonunda yandı bitti kül oldu. buda burda biter:)
ilk görüntülerde bana: iki nokta karsilasmis ve bu karsilamadan pisman olmus geri dönerlerken, birbilerine tekrar rastladiklarinda "yine mi sen diyerek" birbirlerine girmisler gibi geldi. Süveydacigim sana katilmak istiyorum, hatta bir yanim katildi bile, lakin bir yanim pek katilmiyor. Bence ask birbirini tanimayan iki insanin birbirini tanimak icin uyanan merakinin,birbirlerinin tanidiktan, zayifliklarini, egoist yanlarini, iyi yönlerini , kötü yönlerini kesfettikten ve artik birbirleri icin bir bulmaca olmaktan ciktiktan sonra biten bir ruh hali gibi geliyor.
Yani: ask mi, tevbe estagfurullah. rabbim sana siginirim.
Hani yorumun nerede? Bak simdi de ben merak ettim:) ne yaziyordun ki?
Bu arada ismi lazim olamayan bir site var, millet ask konusunda dertlerini yaziyor. Valla cok ilginc, okuyorum yani:)
Ama kanaat notum su ki. Ask denilen sey tamamiyle meraktan ibaret. Kizlar kendilerini sevmeyenlere, erkeklerde kaba bir tabirle kendilerine yürmeyenin pesindeler. Niye? Cünkü gizem insani ceker. Sonra da, böyle cizgiler olusuyor. Bir cizgi yandan digeri yukaridan falan.
Off of bu konu beni asti, nerede benim ayicikli terligim :) kaciyorum :)
binlerce yillik ask denen bu muthis gizemin bir cizimde gizili oldugunu bilseydi butun insanlar, butun bir edebiyat tarihi hic olmayacakti...iyi ki bunu 21. yuzyilda ogreniyoruz, tesekkurler ladybirdun gonul doktoru...:))
"GÖNÜL PINARI" olarak şunu söyleyebilirim ki, herkes aşk konusunda uzak durur gibi görünse de, aslında aşk denen duygu ile iç içe yaşamaktadır. Buraya yazılan yorumlar da bunu göstermektedir. "Beni aşar, bana göre değil, aşk öldü," gibi ifadelerle güya aşktan uzak olduğunu söyleyenler aslında " istemem yan cebime koy" demektedirler. İnsanın aşktan kaçması, uzak durması veya kendine uygun görmemesi mümkün değildir. Sinesinde yumruk kadar et parçası taşıyan herkes aşk ile meşguldür.
Benim tarifime gelince,
Aşk, insanın gönlüne düşen bir muhabbet çekirdeğidir. Gönül toprağı verimli ve bereketli ise, bu çekirdek kısa sürede filizlenir, gelişir, dallarında rengarenk çiçekler açar ve meyveye durur. Sadakat suyu ile sulanır, mahremiyet duvarları ile korunur,şefkat ve merhamet eli le okşanırasa, meyvesi tatlı, bereketli ve ebedî olur. Mahremiyet duvarları yıkılır, aşk aleniyete dökülür, içine nefis ve hevesin süflî duyguları karışırsa, meyvesi çürük, acı ve fâni olur.
Elemsiz lezzet isteyen, ebedî olana âşık olmalı. İnsan fâni muhabbetlerle ebedî mutluluğu yakalayamaz. Gönül sevdiğinin hiç yok olmamasını ister. Sonsuz bir hayatı sevdiği ile paylaşmak ister. Bu ise mümkün değil gibi görünür ama aslında mümkündür. İnsanda böyle bir duygu varsa, bunu gerçekleştirme imkanı da var demektir. Madem bizi yaratan gönlümüze ebedî muhabbet isteği vermiş, istediğmizi de verecek demektir.
"VERMEYİ İSTEMESE, İSTEMEYİ VERMEZDİ"
Herkese aşk, meşk ve tutku ve türevleri ile dolu günler, ve de ebedî aşka yönelik duygularla dolu gönüller diliyorum. Gönül pınarlarınız kurumasın efendim.
Son söz, " MEŞRU DAİRE KEYFE KÂFİDİR, HARAMA GİRMEYE GEREK YOK"
15 comments:
derin mevzu, bizi aşar :p
arkadasim diyor ki; millet ask ask diye collere dusecekmis neredeyse.. yani herkes usta, cirak yok demek istiyor. :)
bu arada anonim sana katiliyorum. az once leyla&mecnun ve col diyen arkadasim da katiliyormus :D
aslında aşk, meşk, tutku ve türevlerini zekice anlatan bir resim oldugunu soyleyen baska bir arkadas daha var. Onu buraya alalim ltf:P
Bu aşkın en kolay tarifi olsa gerek.. :)
aşk sızıdır ince keskin sivri... varla yok arası parlak ve göz alıcı anlık ve güçlü diyordu bir şair
geçenlerde bir yazı okumuştum
aşk mahrem olmaktan çıkıp sokağa düştü diyordu orda...
bu yüzden senden özür diliyorum aşk affet bizi...
ladybird aşk neymiş sorusuna gelince :)
aşk bana göre değilmiş diyebilirim :)
dünyadan ladybird'e:)
ne diye böyle entel dantel konularla uğraşırsınki:)
aşk öldü ahali öldü.
nasıl bilirdiniz cemaat.
hiç iyi bilmezdik.
geleni yakar, gideni yakardı, sonunda yandı bitti kül oldu.
buda burda biter:)
ilk görüntülerde bana:
iki nokta karsilasmis ve bu karsilamadan pisman olmus geri dönerlerken, birbilerine tekrar rastladiklarinda "yine mi sen diyerek" birbirlerine girmisler gibi geldi.
Süveydacigim sana katilmak istiyorum, hatta bir yanim katildi bile, lakin bir yanim pek katilmiyor.
Bence ask birbirini tanimayan iki insanin birbirini tanimak icin uyanan merakinin,birbirlerinin tanidiktan, zayifliklarini, egoist yanlarini, iyi yönlerini , kötü yönlerini kesfettikten ve artik birbirleri icin bir bulmaca olmaktan ciktiktan sonra biten bir ruh hali gibi geliyor.
Yani: ask mi, tevbe estagfurullah.
rabbim sana siginirim.
Amin
ibrahim ve suveyda'ya yorum yaziyordum.. yorumun bir yerinde monaruz gelsin asil o ask uzerine neler yazacak bakalim diyordum ki.. senin yorum geldi.. heyecan yaptim diger yorum gitti :D
to be cont..
NOT: karanlikta yorum yazarsan, harfleri böyle eksik yazarsin iste:P
Idare edin :)
Siz anladiniz onu :)))
Heyecanlanma Ladycigim:))
Hani yorumun nerede?
Bak simdi de ben merak ettim:) ne yaziyordun ki?
Bu arada ismi lazim olamayan bir site var, millet ask konusunda dertlerini yaziyor.
Valla cok ilginc, okuyorum yani:)
Ama kanaat notum su ki.
Ask denilen sey tamamiyle meraktan ibaret.
Kizlar kendilerini sevmeyenlere, erkeklerde kaba bir tabirle kendilerine yürmeyenin pesindeler.
Niye?
Cünkü gizem insani ceker.
Sonra da, böyle cizgiler olusuyor.
Bir cizgi yandan digeri yukaridan falan.
Off of bu konu beni asti, nerede benim ayicikli terligim :)
kaciyorum :)
binlerce yillik ask denen bu muthis gizemin bir cizimde gizili oldugunu bilseydi butun insanlar, butun bir edebiyat tarihi hic olmayacakti...iyi ki bunu 21. yuzyilda ogreniyoruz, tesekkurler ladybirdun gonul doktoru...:))
"GÖNÜL PINARI" olarak şunu söyleyebilirim ki, herkes aşk konusunda uzak durur gibi görünse de, aslında aşk denen duygu ile iç içe yaşamaktadır. Buraya yazılan yorumlar da bunu göstermektedir. "Beni aşar, bana göre değil, aşk öldü," gibi ifadelerle güya aşktan uzak olduğunu söyleyenler aslında " istemem yan cebime koy" demektedirler. İnsanın aşktan kaçması, uzak durması veya kendine uygun görmemesi mümkün değildir. Sinesinde yumruk kadar et parçası taşıyan herkes aşk ile meşguldür.
Benim tarifime gelince,
Aşk, insanın gönlüne düşen bir muhabbet çekirdeğidir. Gönül toprağı verimli ve bereketli ise, bu çekirdek kısa sürede filizlenir, gelişir, dallarında rengarenk çiçekler açar ve meyveye durur. Sadakat suyu ile sulanır, mahremiyet duvarları ile korunur,şefkat ve merhamet eli le okşanırasa, meyvesi tatlı, bereketli ve ebedî olur. Mahremiyet duvarları yıkılır, aşk aleniyete dökülür, içine nefis ve hevesin süflî duyguları karışırsa, meyvesi çürük, acı ve fâni olur.
Elemsiz lezzet isteyen, ebedî olana âşık olmalı. İnsan fâni muhabbetlerle ebedî mutluluğu yakalayamaz. Gönül sevdiğinin hiç yok olmamasını ister. Sonsuz bir hayatı sevdiği ile paylaşmak ister. Bu ise mümkün değil gibi görünür ama aslında mümkündür. İnsanda böyle bir duygu varsa, bunu gerçekleştirme imkanı da var demektir. Madem bizi yaratan gönlümüze ebedî muhabbet isteği vermiş, istediğmizi de verecek demektir.
"VERMEYİ İSTEMESE, İSTEMEYİ VERMEZDİ"
Herkese aşk, meşk ve tutku ve türevleri ile dolu günler, ve de ebedî aşka yönelik duygularla dolu gönüller diliyorum.
Gönül pınarlarınız kurumasın efendim.
Son söz, " MEŞRU DAİRE KEYFE KÂFİDİR, HARAMA GİRMEYE GEREK YOK"
resimler çok hoşuma gitti :)
bana evvelki gun ruzgar, dun yagmur bugun ise baharin ilk gunu ile birlikte gunes carpti.. bu halimle nasil yorum yazabilirim ki? daha sonra ...
Simdi bu carpmalarda senin de payin olabilir.
Önüne baksaydin ya güzelim :)
saka saka...
Allah carpmasin, gecer hepsi.
Böyle deyipte yorum yazmaktan kurtulamassin, böcüügüm :)
Buraya yazacak yorum bulamiyorum. O gece tam havaya girmis yaziyordum ki.. uctu hepsi..
Yorum yazan herkese tek tek tesekkur ediyorum..
Kendime ev odevi veriyorum bu konuyu :P
Post a Comment