Tuesday, July 04, 2006

İnsan değişir mi?

İnsanlar kitap okuyarak, kursa giderek, öğüt dinleyerek ya da kendi istekleriyle değişebilirler mi? Öncelikle kritik bir düzeltme yapmak gerekir bu soruyla ilgili.
İnsanlar değil, insanların davranışları, özellikleri değişir; insanların bir bütün olarak değiştiğini söylemek çok doğru olmaz.
Yine de soru ortadadır. İnsanların davranışları, özellikleri değişir mi? Rahmetli annemin arkadaş toplantılarında arada sırada duyduğum unutulmaz sözlerden biri şudur: “Otuz yıldır uğraşıyorum, şu adamı değiştiremedim.” Bu sözden, bir eşin diğer eşin davranışlarını değiştirmesinin ya da bir kişinin davranışlarını değiştirmesinin çok kolay olmadığı sonucuna varabiliriz.
Bir insanın davranış değişikliğini gerçekleştirmesi üç aşamalı bir sürecin tamamlanmasına bağlıdır.
1. aşama: Zihniyet değişikliği
2. aşama: Davranış / eylem değişikliği
3. aşama: Sonuçların değişmesi / İstenilen sonuçlara erişilmesi
Birçok örnekte, insanlar bu üç aşamalı sürecin en önemli birinci adımını atlayarak, ikinci ve üçüncüyü sağlamaya odaklanıyorlar. Ancak birinci aşamadaki değişim olmadan ikinci ve üçüncü aşamaya geçmek gözlemlediğim örneklerde pek mümkün olmadı.
Örneğin, bir öğrenci kötü geçen bir sınavın arkasından “bundan sonra daha çok çalışacağım” ya da “bundan sonra daha erken çalışmaya başlayacağım” diye kendine söz verebilir. Bazı insanlar “her gün sabah erken kalkıp bir saat kitap okuyacağım” diye kendilerine söz verirler. Bazı babalar, “çocuklarıma karşı daha az sert olacağım” diyebilir. Fazla kilolarından şikayet eden bazıları da, “daha az yiyeceğim” diye kendilerine söz verirler. Ancak bu tür sözler nadiren tutulur. Bunun nedeni, bu kişilerin mevcut davranışlarına yol açan zihniyeti değiştirmemiş olmalarıdır.
Bir öğrenci kendine verdiği, derslere çok çalışma sözünü tutmaz; çünkü kafasında derslerin çok çalışılmasa da geçilebileceğine dair bir inanç vardır. Her gün sabah erken kalkılamamasının nedeni, “bugün biraz uyuyalım, yarın erken kalkar okuruz” düşüncesidir. Kilo vermek isteyen birinin hâlâ çok yemesinin nedeni, onun bu lezzete ya da karın doyurmaya olan ihtiyacının mutlaka karşılanmasına ilişkin inancıdır. Bu düşünceler, bu zihniyet ya da inanç ortadan kalkmadıkça arzu edilen davranış değişikliği gerçekleştirilemez.
Kişisel gelişim kursları ya da kitapları, bazı insanlarda geçici ya da kalıcı davranış değişikliğine yol açabilmektedir. Kurslara katılanların bir kısmında davranış değişikliğinin ortaya çıkması, onlardaki zihniyet değişiminin şiddetine bağlıdır. Eğer yeni bir düşünceyi tam olarak benimsemişlerse ya da diğer deyişle farklı bir düşünce doğrultusunda tam olarak ikna edilmişlerse, davranış değişikliğine giderler.
Bazıları da, ne zihniyeti, ne davranışı değiştirmeden doğrudan sonucu değiştirmek isterler. Bu hiç parası olmayan birinin galeride duran bir arabaya bakıp “bu araba benim olmalı” diyerek hiçbir şey yapmamasına benzemektedir. Sadece istemekle sonuçlar kesinlikle değişmez. Düşünceler ve zihniyet değişmeden davranışlar, eylemler değişmez. Davranışlar ve eylemler değişmedikçe sonuçlar değişmez. Aynı şeyi yaparak, yeni bir sonuç beklemek, işte şaşırtıcı olan budur.

MELİH ARAT

1 comment:

rosygarden said...

Ladybird,
Hani şu shakespeare amcanın şiirin orjinali varsa bana yollar mısın?
Bak bekliyorum ha :) Bloguma yazcam o şiiri de ondan acele ediyom.Zaten ben nasıl 9 aylık olmuşum ou ben bile anlayamıyorum :) En çok kullandığım 2 kelime var: Çabuk ve hadi :))
So Ladybird çabuuuk hadiiiiii gönder şu şiiriii :)