Wednesday, January 10, 2007
BIZIM ELLER
Memleket deyince herkes eski hayatindan bir kesit yazarak anilarini anlatiyor. O gunlere duydugu ozlemini dile getiriyor. Demek ki bugun bir cok insan memleketinden ayri yasiyor. Onun icin hep gozler arkada, gonuller hatiralarda dolasiyor. Ben de eski gunlere ama eskimeyen hatiralara donerek duygularimi ve dusuncelerimi paylasmak istiyorum.
Biz de bir cok katilimcilar gibi koy kokenli oldugumuz icin, hayatimizin turfanda yillari koyde gecti. Toprakla ic ice buyuduk, derelerde akan sularla birlikte yuruduk, otlarla ve cimenlerle kaynastik, koyunlarla ve kuzularla oynastik...
En cok agaclarla dost olduk. Onlar ne vefali arkadastilar oyle? Yapraklarini dokup dallarini kirsak da, bize hic darilmazlardi. Yine her bahar ciceklerle suslenirler, sonra yesil yapraktan fistanlarini giyerler, daha sonra da dallarinin eli ile bize taze meyve ikram ederlerdi. Biz de dallarina salincaklar kurar, onlarla oynamak suretiyle dostlugumuzu gosterirdik. Bir agactan dusup bir yerimiz acisa, o agacin da bize acidigini bilirdik.
Koylerin en meshur mekanlari ise, cesmelerdir. Onlar gece gunduz hic durmadan siril siril akarken, bize de civil civil bir hayatin guzelligini yasatiyorlardi. Yani saflik, sadelik, temizlik, duruluk, sicaklik veya serinlik deyince, hep koyumun yillar onceki halini hatirlarim.
Biraz da arefe ve bayram gunlerinden bahsetmek istiyorum. Bayramdan gunler once hazirliklar baslardi. Once evde genel temizlik yapilir, odalar kirecle badana edilirdi. Anne ve ablalar, kocaman cali supurgeleri ile avluyu bir guzel supururler, sonra da guzelce islatirlardi. Islak topragin kokusu hala genzimdedir.
Buyuklerimiz, bayram sabahi cesmelerden zemzem akar derlerdi. Onun icin sabah ezanindan once testiyi bakraci kapan cesmeye kosardi. Biz cocuklarin da elleri kinalanir, saclari taranir, cici elbiselerimiz giydirilirdi. Sonra buyuklerin ellerini opmeye giderdik.
Bizim eller deyince, sadece kendi koyumu kastetmiyorum. Anadolu'nun her koyu bizim ellerdendir. Asagi yukari her yerde ayni guzellikler yasanmaktadir. "Orda bir koy var uzakta" diyorsak, o hepimizin koyudur. Turkusuyle, agidiyla, halayi ile horonu ile hep bizi ifade eder, hepimize hitap eder.
Ama ben bizim elleri daha fazla ifade edemiyorum. Buna klavyemin gucu yetmiyor. Ne yapayim iyi bir yazar degilim. Diger yazar arkakaslarin guzel yazilarini kendim yazmis gibi hepsi ile iftihar ediyorum. Benim de bu aciz ifadelerimi bu sekilde kabul etmelerini istirham ediyorum.
"BIZIM ELLER NE GUZEL ELLER" diyerek yazimi noktalarken, vatanin her karis topragini bizim eller olarak kabul ettigimi ifade etmek istiyorum.
Evet, ben de gecikmeli de olsa, bizim ellerden bahseden bir yazi ile Cinaralti odevimi yapmaya calistim. Boylelikle guzellik uykusunun dilinden de kurtulmus oldum :)
Surc-u lisan ettik ise affola efendim.
Foto: Harmankaya
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
3 comments:
Katıldığın için teşekkür ederim. Şimdi yeni bir ödev vereyim, sevdiğim bir şair vardır, Erdem Bayazıt. 1396 Maraş doğumlu şairimizin "Sana, Bana, Vatanıma, Memleketimin İnsanlarına Dair" adlı bir şiiri var, internette var, ben buldum, onu bulup okuyorsun ve bir de Erdem Bayazıt'ın gözünden memleket nedir öğreniyorsun:P
Sincerely, g.u
"BİZİM ELLER" ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi. Yüreğine sağlık ldybird. Geç olmasının demek ki bir hikmeti varmış. "Assolister sahneye en son çıkar" dedikleri doğruymuş yani.
hic yalnizca odevden kurtulmak icin yazilmis gibi degil, cok guzel yazmissin ladybirdcugum :)
hic koyum olmadi ve uzun sure yasayip anilarimin beni goturdugu belli bir yer de olmadi. bu yuzden sevdiklerimin bulundugu yerler elbette kiymetlidir ama kendimi bir yere "ait" hissedemiyorum. bazen uzucu bir his bu hissizlik..
Post a Comment