Friday, March 30, 2007

Hayirli kandiller&cumalar

"Bismillâhi alâ nefsi ve mâlî ve dînî. Allahümme raddınî bi-kadâike ve bârik lî fîmâ kuddire lî, hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahhartehu ve te'hîra mâ acceltehu."

"Allah'ım, senin ismine, malımı, dinimi ve nefsimi emanet ediyorum. Allah'ım, hükmüne beni razı kıl, kaderimde olanı bana mübarek kıl ki, te'hir ettiğinin acelesini, acele ettiğinin de te'hirini istemeyeyim. Nefsimin isyanını önle, teslimini sağla."

Thursday, March 29, 2007

Evening of Inspiration

The best investment is in the children because they are our future, because they are our dreams because they are our vision.

A benefit concert for children around the world, featuring Outlandish,
Zain Bhikha, Dawud Wharnsby Ali, Imad Rami, Mo Amer (of Allah Made Me Funny) and other surprise guests. Don't miss the best Islamic cultural event of the year! All welcome. All halls are centrally located in major cities around the UK.

Monday, March 26, 2007

Her Sey Her An Degisebilir


"Ayni nehire iki kere giremezsiniz" diyor filozof. Cunku nehirde insan her an degisir. Nehir ayni nehir sahis ayni sahis gibi gorunse de diger bir anda ikisi de farklilasmistir.. Nehirdeki su molekullerinin yerine yenisi gelmistir. Insanin da bedeninde milyonlarca hucre degisip yenilendigi gibi hissiyati, ruh hali de degismistir.

Dun aynada gordugum ben ile bugunku ben bir degil, ama yeni halimi cok da cabuk -hic degisimlerimi fark etmeyecek kadar- benimseyebiliyormusum. Ruh halim de cok cabuk degisiyor. Az once cok huzunluysem,, sikintiliysam, bira sonra gulebiliyor neseli olabiliyorum. Bir an cok zekice fikirler kovalarken, bazen hayal kurmaktan oteye gecemiyorum.

Insan maddesiyle ve manasiyla hayatinin her karesinde farkli resimler sergiliyor. Ama kendimizdeki degisimlerin gec farkina variyoruz.. H. Kartal

Her yasananin ardindan cok onemli bir gercegi tesbit edip dusunme imkani buluyorum ve biraz daha buyuyorum..

Iyi yonde ve muspet degisimler yasamamiz temennisiyle..

Sunday, March 25, 2007

gitmek mi zor kalmak mi ?

yuregim gidiyor...
gitmek istedigi yere...
ama dindiremiyor icindeki sessiz cigligi...

bu durumu kavramaya calisirken nette yusuf nalkesen'in hicaz makamındaki nefis şarkısı "gitmek mi zor, kalmak mı zor? o sabahı gel bana sor" adli sarkisini ararken bir yandan da
gitsem nereye kadar, kalsam nereye kadar? diye mirildaniyordum... tum bunlari yaparken bir yandan da sevgili hayal ile "gitmek" uzerine sohbet ediyorduk. Ayni anda ne cok is yapiyormusum peh peh bana :P

hayal dedi ki; "gitmek çoğu zaman gidenin kal demesini duymak için yapılan bir blöftür.. kalan kal demezse gitmek ölümdür.. " bu durum cogu zaman olmasa da bazen uygulaniyordur herhalde. Gercek sevenin blof yapmaya ihtiyaci olmamali, zaten yakisik da almaz. Giden gitmeyi aklina koymussa hem sevgili hem kendinden kaciyordur.. Gidecegi yere varabilir mi acaba ? yoksa...

GİTTİĞİNDE KOKUN VE RUHUN KALIR GERİDE… dedim hayal'e.. (kitaptan alinti) "cunku sadece gittiğini zannedersin.. severken giden aslında kayboluşa yolcudur.. " dedi.. Sohbet bu sekilde devam ederken asagidaki kitabi buldum. Dr. Recai Yahyaoğlu'nun kitabi tam da bu gunlerde dusundugum konu uzerine olunca tanitimini okuyup hemen cok sevdigim baska bir arkadasimdan gondermesini rica ettim. Burada bu tur kitaplari bulmak cok zor.. Londra'da bu yil bi kitapci acildi ancak cok cesit bulunmuyor hem Tr'ye gore cok pahali. Sevgili dostum kitabimi bir an once gonderse de bende artik karar versem :)



Gitmenin Psikolojisi

Gitmek; sadece terk etmek degildir. Ayni zamanda terk edilmektir. Çünkü arkada birakilan gelmemistir. Gelmeyi istememistir. Gelmeye cesaret edememistir. Gelmeye gerek duymamistir. Gidene refakat edecek kadar onu benimsememistir. Sevgili, asik, kan kardes, dost, ahbap olamamistir. Bu yüzden arkada kalir... Zaman, mekan, hatira, duygulanim olarak belki çok yakin yada artik çok uzak, hayatin öylesine bilinen veya bilinmeyen bir kösesinde kalakalmistir...

Gitmek, uzaktaki sesin gizemine kapılmaktır.
Gitmek, kendini başkalarından sakınmaktır.
Gitmek, sadece terk etmek değildir. Aynı zamanda terk edilmektir.
Gitmek, dere iken nehre dökülme, nehir olunca denize kavuşma ve oradan da okyanusa açılma isteğidir.
Gitmek, fani alemde baki kalmak için hoş bir seda bırakma telaşını gizliden gizliye yaşamaktır.
Gitmek, hüküm giymektir.
Gitmek ayrılmaktır. Sevgiliden, köyden, ülkeden, dünyadan.
İnsan ayrılarak gidişin tadını aldığında yaşamın gerçek anlam boyutunu kavramaya başlamış demektir.
Gitmenin anlamı ve psikolojisi üzerine yazılmış, insan ruhuna dokunan çarpıcı bir eser..


bu arada aradigim sarkiyi da buldum..

sormamışsın hiç kimseden
pek üzgünmüşsün giderken
arayıp durmuşsun beni
kimseye belli etmeden

gitmek mi zor kalmak mı zor
o sabahı gel bana sor
o ayrılığı gel bana sor
......

Friday, March 23, 2007

şirpençe


"merdüm-ü dideme bilmem ne füsun etti felek
giryemi etti füzun eşkimi hun etti felek
şirler pence-i kahrımdan olurken lerzan
beni bir gözleri ahuya zebun etti felek"..

Jumuaah Mubarak

"So with distress their is relief. Indeed, relief comes with distress." (Surah Inshirah, Ayah 5-6).

insirah suresi; 5) Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! 6) Zorluğun yanında bir kolaylık muhakkak var!

SubhanAllah.. Rabbim ne kadar bagislayici; her sikinti&dert icin 2 kez ferahlama sozu veriyor.

Imam-i Gazali'nin dev eseri -Ihya-i Ulumuddin'den iki kategoriyi paylasmak istiyorum.

Asagidaki maddeler cesur insanlari tanimlayan kriterler;

The courageous: Cesur olanin alametleri:

-generosity · Cömertlik
-ability of rushing to help those in need · İhtiyacı olanlara düşünmeden yardım edebilmek
-putting others before yourself · Kendini başkalarının yerine koyabilmek
-humbling oneself · Alçak gönüllü olmak
-tolerance · Hoşgörü
-being fair in what you do · Yaptığı işlerde dürüst,adil olmak
-being able to keep down anger · Öfkesini kontrol edebilmek
-being one of dignity · Ağırbaşlı olmak
-being kind to others · Diğer insanlara karşı şefkatli olmak

The opposite of being courageous: Cesur olmamanın alametleri:

· Kibirlilik ve benmerkezcilik/kendinden başka kimseyi beğenmeme
-cowardice - acting in haste · Korkaklık· Aceleci davranmak
-lavish behaviour (living outside of limits) · Savurgan davranmak (sınırların dışında yaşamak)
-boastful with little to show/ like an empty vessel · boburlenen / bos teneke gibi
-always acts in rage · Her zaman öfkeli davranmak
-arrogance and self centred/ loves no one but himself · kibirli, kendini begenmis, kendinden baska hic kimseyi sevmeyen

One of purity - İyi niyeti Biri:

-not greedy or mean · Açgözlü ve huysuz değildir
-lenient · Hoşgörülüdür
-patient · Sabırlıdır
-good in dealing with people · İnsanlarla ilişkileri iyidir
-modest · İnsanlara yardım ederken mütevazidir
-helping others · yardimseverdir
-kind · iyi kalplidir
-graceful in dealing with others · İnsanlarla ilişkilerinde zariftir

Opposite of purity: İyi niyetli olmamanın alametleri:

-stinginess · Cimrilik
-greed · Açgözlülük
-shamelessness · Hayasızlık
-vulgarity · Kabalık
-wastefulness · Müsriflik
-rudeness · Terbiyesizlik
-acting with disgrace · Utanç verici davranmak
-vanity · Kibir
-jealousy · Haset
-gloating · Çekememezlik
-grovelling to people · Yaltaklanmak
-ridicule those who do not have · Başkalarının eksiği ile alay etmek

May Allaah make all of our actions and deeds pure.

Allah işlerimizde ve davranışlarımızda saf olmayı nasip etsin. Amin..

Oyle bir zamanda yasiyoruz ki tolerans, iyilik ve saflik farkli insanlar tarafindan cok farkli bir sekilde algilaniyor. Olcu olarak bu kriterleri goz onunde bulundurmali.


PS; Maddeleri yarin tercume edecegim.. gonullu biri varsa hic cekinmesin.. :) demistim dun gece.. Gonullu cevirmenimiz sevgili Yusuf imdada yetisti saolsun. Jazakallahu khayran..

Thursday, March 22, 2007

the cold within


Yine soğuk bir gün

Buz tuttu yüreğim

Merak ediyorum doktor

Kaç insan satın alır

Kendi cümlelerini

Parayla

Ve kaç insan

Davetiye çıkarırcasına

Hüzne

Şiir tadında sevgiler

Yaşar

Yine de seni seviyorum doktor

Cevap olmasan da sorularıma

Bu şehrin

Beni dinleyen yanısın

Hilal Bakan

shadowy world

perhaps it is easier to understand that even though we do not have the wisdom to enumerate the reasons for the behaviour of another person, we can grant that every individual does have his private world of meaning, conceived out of the integrity and dignity of his personality...

Wednesday, March 21, 2007

bazen ölmek gerekir


'Partire e un po' morire' (Gitmek biraz ölmektir)...
diyor fransiz sair..

Tuesday, March 20, 2007

Kalb

Kalb bir ayna gibidir der İmam-ı Gazali... Rüya âleminde eğer bedenimizden şöyle bir sıyrılıp yolculuk etmek ve keşf yapmak istiyorsak o aynanın tertemiz olması gerekliliğinden bahseder. Eğer kalbimize lüzumsuz ve hatta günah şeylerin gölgesini dahi düşürürsek o zaman işte ferasetten de nasibimizi alamayız.

Monday, March 19, 2007

Dimensions of Love






How deep do you see
when you look at me?

How much do you understand
when you listen to me?

Who do you love
when you say you love me?

Saturday, March 17, 2007

empati 2 :P


Erkek soyle dusunuyor;
Neden kadinlar daha cok erkekler gibi dusunemez?

Kadin soyle dusunuyor;
Neden erkekler kadinlar gibi dusunemez?

Eski erkek ve bayanlar mukemmel bir sekilde birbirini anliyordu... ve günah laneti getirdi, lanet de bir çok kitabı...

not; erkegin okudugu kitabin adi: kadinlar nasil anlasilir? (aptallar icin)

kadinin okudugu kitap; erkeklere giden yol icin ahmaklar rehberi..

Empathy


What is Empathy?

Empathy means recognizing emotions in others. It is the capacity to put yourself in another person’s shoes and understand how they view their reality and how they feel about things.

Empathy is more than just listening; it is also responding.

The keys to empathy are as follows:

Put yourself in the other person’s shoes.

Pay attention to your own feeling. Listen to the person’s words and tone of voice, and pay attention to his/her body language.

Pay attention to your own feelings as you observe the other person…
Put these feelings into words, keeping the focus on the other person.
Keep it simple and use your own words..

Why Should I learn to be more empathic?

Being aware of our emotions and how they affect our actions is a key component to a successful relationship. It is also a fundamental ability in today’s people intense-workplaces. People who are cut off from their emotions are unable to connect with people. It’s as if they become emotionally tone-deaf. Because how these people affect others is not well known, nobody wants to be around them. You have probably met a few people who fit this description.

Becoming an empathic listener has many benefits. Here are the most important ones.

• Keeping the focus on the other person’s feelings encourages him/her to open up and talk to you. When we feel strong emotions (good or bad), it feels good to have another person listen to us and encourage us to talk about it.
• When you respond empathically, you show the other person that you are paying attention and that you care. This always feels good and helps build trust.
• When a person is upset, being listened to and understood has a calming effect.
• As you practice understanding other people, you will learn that almost everyones point of view can be understood if you take the time to pay attention.
• Your empathic response can help the other person better understand his/her own situation. Sometimes when people are really listening to us they tell us things that we couldn’t see for ourselves.

How Can I learn to be more empathic?

Almost any conversation offers to be empathic. Pay attention to the emotional content of any interaction; you will probably see a chance to respond empathically. Keep in mind that your response doesn’t have to be perfect. If you guess wrong about the other persons feelings, he/she will tell you. The important thing is to listen closely and reflect back what you observe, keeping the focus on the persons emotions.

Wednesday, March 14, 2007

Birbirinize Elbisesiniz

Dr. Senai Demirci

RABBİMİZ, Kur'ân'da eşleri birbirlerinin elbisesi olarak tarif
eder. Bizim fıtratımızı bizden iyi bilen Rabbimizin eşleri elbiseler diye
tarif etmesi, hiç şüphesiz, sonsuz manalar içeriyor olmalı. "Elbise"nin anlamı
ve çağrıştırdıkları üzerinden eşimizi anlamaya çalışabilir miyiz?:
Başkalarına elbisenizle görünürsünüz. Elbisenizin temizliği, sağlamlığı, rengi ve şıklığı dışarıya verdiğiniz mesajdır. Elbisenizin güzelliği ile kendinizi önemsediğinizi ve önemli olduğunuzu ifade edersiniz. Kirli, pejmürde, dağınık, sökük, yırtık bir elbise kendinize değer vermediğiniz anlamına gelir. Şu halde, "Elbisemden bana ne?" deme hakkınız yoktur.Kendinizi elbisenizle tanıtırsınız; o kimliğiniz olur, kişiliğinizi ortaya koyar. Elbisenizde olabilecek her türlü kusur, size mal edilir; kişiliğinizden kaybettir.

Eşiniz de sizin başkalarına göründüğünüz kimliğinizdir. Onu yıpratırsanız,
bakımını ihmal ederseniz, perişan hâle getirirseniz, önce kendinize zarar
vermiş olursunuz. Kişiliğini kaybeden, özgüvenini yitiren, değer verilmeyen
bir eş, sizin kendinizi böyle bir eşle yaşamaya mahkûm ettiğinizin göstergesidir. Bu da sadece eşinizi değil, kendinizi de önemsemediğiniz anlamına gelir.

Elbiseniz ayıplarınızı örter. Çıplak gezmek kadar utandırıcı bir şey yoktur herhalde… Şükür ki elbise sizi hem güzelleştirir, hem de bedeninizin aklamanız gereken kısımlarını örter. Bir bakıma sırdaşınızdır elbiseniz; en gizli saklı yerinize dokunur ama başkasına göstermez. İç yüzü çıplaklığınızı görür ama dış yüzünde bunu kimseye belli etmez. Hiç ummadığınız bir zamanda sökülüveren yahut içindekini gösteren bir elbise ayıplarınızı sergiler, sizi mahcup eder.

Eşler de birbirlerinin kusurlarını örtmek için vardır. Eşlerin kusur ve ayıpları, hata ve zaafları birbirine açıktır. Eşiniz, sizin hakkınızda başka kimsenin bilmediklerini bilir, sizde başka kimsenin görmediklerini görür. Elbette, bir "elbise" yahut "örtü" olarak, bu ayıpları ayıplamak için değil, örtmek, saklamak, ortadan kaldırmak için yanınızdadır. Eşinizin hata ve kusurlarını küçültüp saklamak yerine, daha da büyütüp ortaya çıkarmaya çalışıyorsanız, siz "elbise" değilsiniz. Bu yüzden eşinizi kimseyle kıyaslamayın; çünkü başkalarını sadece elbiseleri
üzerinden görürsünüz; başkalarının elbiselerinin bildiğini bilemezsiniz.

Elbiseye siz değer katarsınız. İçine bir insan girdiğinde değer kazanır
elbiseler. Hiçbir elbise paketinde kalsın diye dikilmez. Onu değerli kılan,
bir insan bedenine uygun olması, bir insan tarafından giyilebilir olmasıdır. Bir başka deyişle, insan elbiseyi giyindiğinde, elbise
de insanı giyinir. İçinde insan olan bir elbise adeta konuşur, işitir,
görür, düşünür. Kendisinde kişilik olmayan bir insanı çok güzel bir elbise kişilik
sahibi etmez. Elbise üzerinden sarkar, her haliyle o insana fazla geldiğini
söyler.

Çoğunlukla "iyi" ve "ideal" bir eş ararız. Bu arayış kendimizin bu "iyi" ya
da "ideal" eşe, "iyi" ya da "ideal" bir eş olup olamayacağımız
detayını gözden kaçırtır. İyi bir elbiseyi giyinince, adam olunmayacağı
gibi, iyi bir eş bulununca da, iyi bir evlilik garantisi yoktur. Öncelikle bu
"iyi" eşe, "iyi" eş olmanız gerekir. Sonra da iki "iyi" eş olarak "iyi"
bir ilişkiyi sürdürmenin ve geliştirmenin yollarını aramanız
gerekir. Eşler birbirlerinin elbisesidir; yani birbirlerini giyinirler. Aralarındaki
uyum onların ilişkilerinin şıklığı için vazgeçilmezdir. Eşiniz de
elbiseniz olduğuna göre, sadece onu giyinmekle değer kazanacağınızı
düşünmeyin.

Elbiseye sizin de katacağınız bir şeyler vardır. Ona göre
yürümesini, ona göre durmasını, ona göre davranmasını bilmeniz gerekir.

Elbise sizi korur. Elbisenin örtme fonksiyonuna ek olarak koruma
fonksiyonu da vardır. Elbise soğuktan, aşırı sıcaktan, kir ve tozdan vs. korur.
Canınızı ve teninizi tehdit eden şeyler karşısında, elbisenize
daha sıkı bürünmeniz gerekir. Aksini yapıp böylesi tehditlerden elbisenizi
sorumlu tutmanız haksızlık ve akılsızlık olur.

Hayatımız pürüzsüz ve sorunsuz değildir; eşler arasında soğukluğa sebep
olabilecek sayısız sorun çıkar. Çünkü hayatı olduğu gibi, olumsuzlukları da
içinde olacak şekilde paylaşmaya söz verdiniz. Bu durumda, eşinize olan
sevginizin ve bağlılığınızın sorunlar ortaya çıkınca yitirilmesi değil,
artması gerekir. Sorunlara karşı birbirinizi desteklemek üzere bir
aradasınız. Çıkan her sorunun çözümü olarak boşanmayı düşünmek, dahası
sorunlara evliliğin yol açtığını düşünmek, üşüyorum diye elbiseyi
üzerinizden atmaya benzer. En çok o zamanlarda lazımdır size elbiseniz; yani eşiniz. Birbirinize sıkıca sarılmadığınız sürece gelen ilk rüzgâr elbisenizi üzerinizden sıyırıverir; eşinizle uzaklara düşersiniz.

Sayı:359, Kasım 2006 , " Zafer Bilim Araştırma Dergisi "

Friday, March 09, 2007

Hayırlı Cumalar

...Ey İnsan! sen kendine mâlik değilsin. Sen, kudreti nihayetsiz bi
Kadîr, rahmeti hadsiz bir Rahîm-i Zât-ı Zülcelâlin memlûküsün. Öyle ise
sen, kendi hayatını kendine yükleyip zahmet çekme; çünkü hayatı veren O’dur. İdare eden O’dur.

Hem dünya sahipsiz değil ki, sen kendi kafana dünya yükünü yüklettirerek ehvâlini düşünüp merak etme; çünkü onun sahibi Hakîm’dir, Alîm’dir. Sen de misafirsin; fuzulî olarak karışma, karıştırma.

Bedîüzzaman

Monday, March 05, 2007

just imagine



video sent by guzellik uykusu.. thanx ;)

Sunday, March 04, 2007

gitmeli..


Bu fotografi London underground da cektim. Foto cekmek yasak diyorlar ama yasaklar cekiyormus.. ben de cekiverdim :P Romantik film severlere duyurulur.

"A woman especially if she has the misfortune of knowing anything, should conceal it as well as she can." -Jane Austen

Becoming a woman. Becoming a legend.Her own life is her greatest inspiration.Between sense and sensibility and pride and prejudice was a life worth writing about..





Bunu da sevgili Gulcin'in blogunda gordum. Bu arada Gulcincigim sen Imperial College Islamic Society den haberleri nereden aliyorsun? sasirdim ;)

Thursday, March 01, 2007

Cumamiz hayr ola..

Allahım, değiştirmeye gücümün yettiği şeyleri değiştirme güç ve kuvveti değiştirmeye gücümün yetmediği şeylerde sana güvenip senden istemeyi bana nasip et.. Amin. Amin. Amin.